Zehra İpşiroğlu ile Berin Uyar'ın Korona öncesinde başlayan mektuplaşmaları Korona döneminde de sürerek bir döneme ışık tutuyor. “Bizler mektuplaşma süresince yaşantılarımızı birbirimizle paylaşırken aramızdaki diyalogtan büyük tat aldık.
Birimizin düşünceleri ötekinde farklı duygular ve çağırışımlar uyandırıyor, bu çağırışımlar hem mektuplaşma süresince hem de geçmişte yaşadıklarımızın canlandırılmasına yol açıyor. Bu arada Haldun Taner'den Türkan Saylan'a kadar kimleri konuketmedik ki mektuplarımıza. Sanki bir kapı diğerini açıyor, belleğin derinliklerinde gizlenen insanlar, olaylar, öyküler yavaş yavaş ortaya çıkıyordu.Böylece tıpkı bir yap boz oyunu gibi farklı zaman ve mekanlardaki yaşantılar bir araya geliyor, geçmiş ve bugün bütünleşerek bir ortak bellek oluşuyor.”
Zehra İpşiroğlu ile Berin Uyar'ın Korona öncesinde başlayan mektuplaşmaları Korona döneminde de sürerek bir döneme ışık tutuyor. “Bizler mektuplaşma süresince yaşantılarımızı birbirimizle paylaşırken aramızdaki diyalogtan büyük tat aldık.
Birimizin düşünceleri ötekinde farklı duygular ve çağırışımlar uyandırıyor, bu çağırışımlar hem mektuplaşma süresince hem de geçmişte yaşadıklarımızın canlandırılmasına yol açıyor. Bu arada Haldun Taner'den Türkan Saylan'a kadar kimleri konuketmedik ki mektuplarımıza. Sanki bir kapı diğerini açıyor, belleğin derinliklerinde gizlenen insanlar, olaylar, öyküler yavaş yavaş ortaya çıkıyordu.Böylece tıpkı bir yap boz oyunu gibi farklı zaman ve mekanlardaki yaşantılar bir araya geliyor, geçmiş ve bugün bütünleşerek bir ortak bellek oluşuyor.”