Yıldızname, burçlar, ebced hesabı, isimlere göre hesabların dağılımı ve cafer-i sadık'a göre niyet cetveli!... "Bismillahirrahmanirrahim, Elhamdü Lillahi Rabhil'âlemin. Vessalâtü vesselâmü ala Seyyidina Mııhammedin Hâte-mil-Enbiyâi ve Mürselin ve ala âlihi ve sahbi-hi ecmaiîi. Hamd, Âlemlerin rabbi olan Allah'a, salât ve selâm, peygamberlerin sonuncusu olan Efendimiz Muhammed (s.a.v.)'e ve O'nun aile efrâdi ile bütün ashabına ve bütün ona tabi olanlara olsun. Göklerde, yerde ve her ikisinin arasında, toprağın altında bulunanların hepsi Allah'ındır. Ne kadar kapalı olursa olsun Allah'tan hiç birşey gizli kalmaz.
Sözü açık da söylesen, gizli de söylesen muhakkak ki O gizliyi de aşikârı da iyi bilendir.
Mahrukatın en şereflisi olan insanoğlunun Allah'a halis kul olması, O'nun emirlerini yerine getirmesi ve yasaklarından kaçınmasıyla olur.
İnsana düşen görev; dünya hayatının tanzimi için gönderilmiş olan hidayet rehberi, kurtuluş reçetesi olan Kur'ana uymamız ve yüce önder sevgili Peygamber Efendimiz nasıl yaşamış ve bizlere nasıl göstermiş ise öyle yaşamamız gerekmektedir. Kıyamete kadar da bütün insanlığın hayatını tanzim edecek tek ilahi nizam Kur'an-ı Kerim'dir. Peygamberin sünnetidir. Bu hiçbir zaman da değişmeyecektir. Bütün insanlık; hayatı boyunca bütün hareket ve davranışlarını Kuran ve Sünneti Rasülullahtan almalıdır. Nitekim ihlâsla inanan bir mümin inandım ve teslim oldum dediği zaman Ya Rab! Senden başka ilah (Kanun koyucu) yoktur. Bütün hayatı, kâinatısen tanzim edersin sevgili resulün Muham-med (s.a.v.) senin elçin ve bütün insanlığın önderidir, demiş olmaktadır.
Müslüman; yaşamı boyunca hayat düsturlarını Kur'an ve Sünnetten almalıdır. Ey Mümin! Yaşayışın boyunca Allah'ın son Peygamberi olan Hz. Muhammed (s.a.v.)'e uymalısın, onu rehber edinmelisin. Allah Resulü vefat etmeden önce şöyle buyuruyor: "Ben size iki şey bırakıyorum, Ona uyar tâbi olursanız kurtuluşa erersiniz: O'na tabi olmazsanız dalalete düşersiniz, işte bu emanetin biri Allah'ın Kitabı Kur'andır. Diğeri ise benim sünnetimdir. Yine Allah (c.c): "Peygamber size neyi emrediyorsa onu alın. Ona, uyun. Neyi yasaklıyorsa ondan kaçınınız. Buyurmuştur. Evet, Allah'ın yaratmış olduğu mahlûkatı da vasıta ve sebeb olarak kullanabileceğiz. Yalnız bunları inanç ilkelerine vardırıp şirk yollarını açmayalım. Şayet geçmişte böyle yollar açılmış ise bunları yok etmenin yollarını arayacağız. Allah'ın bizlere verdiği sebep ve vasıfları hayat vasıfları haline getirmeyeceğiz. Bu olayları Kur'an ve sünnet ölçülerine uyduracağız. Müslümanlar hayatın problemlerine ve aralarındaki sorunları çözmek için Kur'an ve sünnete sarılmak mecburiyetindedir. Nitekim ayette açıkça ortaya konmuştur: "Aranızda ihtilafa düştüğünüz zaman Allah'ın ipine (Kuran’a) sarılınız. " buyuruyor. Onun için sevgi ve vasıtaları kullanırken günaha girmemek ve kötü ve alışkanlık bırakmamak gerekir. Şayet geriye kötü bir davranış bırakıl-mış ise kaldırmak için çaba harcamak gerekir. İnsanların faydası için yapılmış bazı eserleri yayınlamak gereklidir. İşte ben de sizlere elinizde bulunan İmamı Caferi Sa-dık'm Yıldız name isimli bu eserini sizlerin beyninde bulunan bir ukteyi günümüz türkçesine çevirerek bu eserin asıl metin ve temsili resimleriyle harfi ebcedi de sizlere geniş bir izahları ile ilâve olarak görüşlerinize sunmuş bulunmaktayım. Bugüne kadar bu konu ile (burç ve yıldızlarla) ilgili nice kitap yazılmış, nice mecmua ve gazetelerde fallar çık-mış olup bunlar günümüz insanını oyalamaktan başka bir şey olmadığı sizlerce de malum olup tarafımdan sizlere açıklamaya gerek görülmemektedir. Bu ansiklopedik eserin faydalı şifalı ve yararlı yönleri olduğu gibi manevi yönden zararlı yönleri olduğunu da hatırlatmak isterim. Bu eserin içinde bulunan nice ayetler bulunmaktadır. Bu ayetleri ve kelâmullahı maddi çıkarlarınıza sermaye ederek nefsinizin esiri olmayınız. Nefis insanı hezimete götürür. Ce-nab-ı Mevlâ cümlemizi nefsin ve şeytanın ilgasından muhafaza buyursun. (Âmin.)
Yıldızname ve saatler günler ile ilgili genel bilgileri daha geniş şekilde öğrenebilmek için ansiklopedik eserimize bakınız..." H. Mustafa VARLI
Yıldızname, burçlar, ebced hesabı, isimlere göre hesabların dağılımı ve cafer-i sadık'a göre niyet cetveli!... "Bismillahirrahmanirrahim, Elhamdü Lillahi Rabhil'âlemin. Vessalâtü vesselâmü ala Seyyidina Mııhammedin Hâte-mil-Enbiyâi ve Mürselin ve ala âlihi ve sahbi-hi ecmaiîi. Hamd, Âlemlerin rabbi olan Allah'a, salât ve selâm, peygamberlerin sonuncusu olan Efendimiz Muhammed (s.a.v.)'e ve O'nun aile efrâdi ile bütün ashabına ve bütün ona tabi olanlara olsun. Göklerde, yerde ve her ikisinin arasında, toprağın altında bulunanların hepsi Allah'ındır. Ne kadar kapalı olursa olsun Allah'tan hiç birşey gizli kalmaz.
Sözü açık da söylesen, gizli de söylesen muhakkak ki O gizliyi de aşikârı da iyi bilendir.
Mahrukatın en şereflisi olan insanoğlunun Allah'a halis kul olması, O'nun emirlerini yerine getirmesi ve yasaklarından kaçınmasıyla olur.
İnsana düşen görev; dünya hayatının tanzimi için gönderilmiş olan hidayet rehberi, kurtuluş reçetesi olan Kur'ana uymamız ve yüce önder sevgili Peygamber Efendimiz nasıl yaşamış ve bizlere nasıl göstermiş ise öyle yaşamamız gerekmektedir. Kıyamete kadar da bütün insanlığın hayatını tanzim edecek tek ilahi nizam Kur'an-ı Kerim'dir. Peygamberin sünnetidir. Bu hiçbir zaman da değişmeyecektir. Bütün insanlık; hayatı boyunca bütün hareket ve davranışlarını Kuran ve Sünneti Rasülullahtan almalıdır. Nitekim ihlâsla inanan bir mümin inandım ve teslim oldum dediği zaman Ya Rab! Senden başka ilah (Kanun koyucu) yoktur. Bütün hayatı, kâinatısen tanzim edersin sevgili resulün Muham-med (s.a.v.) senin elçin ve bütün insanlığın önderidir, demiş olmaktadır.
Müslüman; yaşamı boyunca hayat düsturlarını Kur'an ve Sünnetten almalıdır. Ey Mümin! Yaşayışın boyunca Allah'ın son Peygamberi olan Hz. Muhammed (s.a.v.)'e uymalısın, onu rehber edinmelisin. Allah Resulü vefat etmeden önce şöyle buyuruyor: "Ben size iki şey bırakıyorum, Ona uyar tâbi olursanız kurtuluşa erersiniz: O'na tabi olmazsanız dalalete düşersiniz, işte bu emanetin biri Allah'ın Kitabı Kur'andır. Diğeri ise benim sünnetimdir. Yine Allah (c.c): "Peygamber size neyi emrediyorsa onu alın. Ona, uyun. Neyi yasaklıyorsa ondan kaçınınız. Buyurmuştur. Evet, Allah'ın yaratmış olduğu mahlûkatı da vasıta ve sebeb olarak kullanabileceğiz. Yalnız bunları inanç ilkelerine vardırıp şirk yollarını açmayalım. Şayet geçmişte böyle yollar açılmış ise bunları yok etmenin yollarını arayacağız. Allah'ın bizlere verdiği sebep ve vasıfları hayat vasıfları haline getirmeyeceğiz. Bu olayları Kur'an ve sünnet ölçülerine uyduracağız. Müslümanlar hayatın problemlerine ve aralarındaki sorunları çözmek için Kur'an ve sünnete sarılmak mecburiyetindedir. Nitekim ayette açıkça ortaya konmuştur: "Aranızda ihtilafa düştüğünüz zaman Allah'ın ipine (Kuran’a) sarılınız. " buyuruyor. Onun için sevgi ve vasıtaları kullanırken günaha girmemek ve kötü ve alışkanlık bırakmamak gerekir. Şayet geriye kötü bir davranış bırakıl-mış ise kaldırmak için çaba harcamak gerekir. İnsanların faydası için yapılmış bazı eserleri yayınlamak gereklidir. İşte ben de sizlere elinizde bulunan İmamı Caferi Sa-dık'm Yıldız name isimli bu eserini sizlerin beyninde bulunan bir ukteyi günümüz türkçesine çevirerek bu eserin asıl metin ve temsili resimleriyle harfi ebcedi de sizlere geniş bir izahları ile ilâve olarak görüşlerinize sunmuş bulunmaktayım. Bugüne kadar bu konu ile (burç ve yıldızlarla) ilgili nice kitap yazılmış, nice mecmua ve gazetelerde fallar çık-mış olup bunlar günümüz insanını oyalamaktan başka bir şey olmadığı sizlerce de malum olup tarafımdan sizlere açıklamaya gerek görülmemektedir. Bu ansiklopedik eserin faydalı şifalı ve yararlı yönleri olduğu gibi manevi yönden zararlı yönleri olduğunu da hatırlatmak isterim. Bu eserin içinde bulunan nice ayetler bulunmaktadır. Bu ayetleri ve kelâmullahı maddi çıkarlarınıza sermaye ederek nefsinizin esiri olmayınız. Nefis insanı hezimete götürür. Ce-nab-ı Mevlâ cümlemizi nefsin ve şeytanın ilgasından muhafaza buyursun. (Âmin.)
Yıldızname ve saatler günler ile ilgili genel bilgileri daha geniş şekilde öğrenebilmek için ansiklopedik eserimize bakınız..." H. Mustafa VARLI