Türk'ün ruh kökünün şu mübarek toprağından damıttığını en körpe dallara, yapraklara eriştirmede binbir zorlukla karşılaşan gövdenin şimdi eskisine nispetle daha büyük bir ödevi var: Bundan böyle hem ruh kökünün neidüğünden haberdar olacak, aradaki kopukluğu gidererek, hemde uçlara, körpelere bigane, yabancı kalmayacak...
Bu zor ve kahır dolu imtihanda kimseden “aferin” beklemeyecek; zira tefrik etme hazinesi zaten kimsede yok. Bilakis kendi kendisini muhasebe edebilen neslin eski ve yeni, biz ve öteki, kökler ve dallar arasında o kadar çok gelgitleri oldu ki; artık, atiyi kurmanın yolunun da maziyi yeniden inşadan geçtiği gerçeği elimizde yegane formül olarak kaldı.
Muhittin Arar'ın “Yeniden Çıkış Yolu” hiç olmazsa geleceğe hazırlanırken geçmişi de belki yeniden kurmaktan korkmamamız gerektiğini, bunun için yeniden kavramsal inşa faaliyetine ihtiyacımız olduğunu düşünmemiz gerektiğini ve yeter şart olduğunu hatırlatıyor.
Türk'ün ruh kökünün şu mübarek toprağından damıttığını en körpe dallara, yapraklara eriştirmede binbir zorlukla karşılaşan gövdenin şimdi eskisine nispetle daha büyük bir ödevi var: Bundan böyle hem ruh kökünün neidüğünden haberdar olacak, aradaki kopukluğu gidererek, hemde uçlara, körpelere bigane, yabancı kalmayacak...
Bu zor ve kahır dolu imtihanda kimseden “aferin” beklemeyecek; zira tefrik etme hazinesi zaten kimsede yok. Bilakis kendi kendisini muhasebe edebilen neslin eski ve yeni, biz ve öteki, kökler ve dallar arasında o kadar çok gelgitleri oldu ki; artık, atiyi kurmanın yolunun da maziyi yeniden inşadan geçtiği gerçeği elimizde yegane formül olarak kaldı.
Muhittin Arar'ın “Yeniden Çıkış Yolu” hiç olmazsa geleceğe hazırlanırken geçmişi de belki yeniden kurmaktan korkmamamız gerektiğini, bunun için yeniden kavramsal inşa faaliyetine ihtiyacımız olduğunu düşünmemiz gerektiğini ve yeter şart olduğunu hatırlatıyor.