Hans-Lukas Kieser, Talat Paşa, İttihatçılığın Beyni ve Soykırımın Mimarı'nda, etno-milliyetçilik ve siyasal İslâmla güç kazanan, radikal “çözüm”lere ve şiddete açık bir adamın dönemini anlatıyor. 1908 Jön Türk Devrimi'ndeki rolünden, sürgüne ve orada öldürülmesine kadar uzanan bir aralıkta hayatını ele alıyor, Talat'ın önceden fark edilmemiş gücüyle imparatorluğun fiili lideri olma yolunu izliyor. Savaş dönemi İstanbulu'nu yansıtmanın yanı sıra Talat'ın başvurduğu yöntemlerin nasıl felaketle sonuçlandığını, Ermeni soykırımının korkunç boyutlarını ve Talat'ın aslında modern Türkiye'nin siyasi öncüsü oldugunu öne sürüyor.
“Türk ulus-devletinin ilk kurucu dönemi olan Mehmed Talat Paşa'nın dönemi, akademik araştırmalarda ve genel tarihte uzun bir süre üstü kapalı kaldı. Dönemin aktörleri, ideolojik unsurları ve siyasi uygulamalarının üstü örtülünce ya da bunlar saptırılınca, izansız bir yeniden kullanıma ve yeniden özdeşleşime de açık hale geldiler. Bu hakikat karşısında, söz konusu aktörlerin hayatları ve siyasi kararları, tutarlı bir tarihsel yapıbozumuna ihtiyaç duyar. Çok geniş ve çeşitli bilgileri sunan bir çalışma olmanın yanında, Talat'ın siyasi biyografisinin bu kitaptaki analizi, bu amaca hizmet etmeyi murad etmiştir.”
Hans-Lukas Kieser, Talat Paşa, İttihatçılığın Beyni ve Soykırımın Mimarı'nda, etno-milliyetçilik ve siyasal İslâmla güç kazanan, radikal “çözüm”lere ve şiddete açık bir adamın dönemini anlatıyor. 1908 Jön Türk Devrimi'ndeki rolünden, sürgüne ve orada öldürülmesine kadar uzanan bir aralıkta hayatını ele alıyor, Talat'ın önceden fark edilmemiş gücüyle imparatorluğun fiili lideri olma yolunu izliyor. Savaş dönemi İstanbulu'nu yansıtmanın yanı sıra Talat'ın başvurduğu yöntemlerin nasıl felaketle sonuçlandığını, Ermeni soykırımının korkunç boyutlarını ve Talat'ın aslında modern Türkiye'nin siyasi öncüsü oldugunu öne sürüyor.
“Türk ulus-devletinin ilk kurucu dönemi olan Mehmed Talat Paşa'nın dönemi, akademik araştırmalarda ve genel tarihte uzun bir süre üstü kapalı kaldı. Dönemin aktörleri, ideolojik unsurları ve siyasi uygulamalarının üstü örtülünce ya da bunlar saptırılınca, izansız bir yeniden kullanıma ve yeniden özdeşleşime de açık hale geldiler. Bu hakikat karşısında, söz konusu aktörlerin hayatları ve siyasi kararları, tutarlı bir tarihsel yapıbozumuna ihtiyaç duyar. Çok geniş ve çeşitli bilgileri sunan bir çalışma olmanın yanında, Talat'ın siyasi biyografisinin bu kitaptaki analizi, bu amaca hizmet etmeyi murad etmiştir.”