Sappho şiirinin eşsizliğinin, belki de kolu bacağı kırık Antikçağ yontularının güzelliğini andıran gizemli eksiltilerinden kaynaklandığını söylüyor Samih Rifat önsözünde. Yaşamı üstüne de söylenceler dışında çok fazla kesin bilgiye sahip olmadığımız Sappho’nun yapıtından geriye birkaç eksiksiz şiir dışında kırık dökük parçalar kalmış sadece. Ne var ki o tek tük, bağıntısız gibi duran imgeler, sözcükler öyle yeğin ki, pekâlâ çağdaş bir ozanın müthiş bir özveriyle bu eksiltileri yıllar yılı oymaya çalıştığına inanabilir okur. Öyle ya, o eskilerdendir aslında, iyice eskilerden, şiirin uzak ve ölümsüz kaynaklarından... Poe’yu Fransızcaya kazandıran Baudelaire’in İngilizcesinin o kadar da eksiksiz olmadığı söylenir kimi zaman; örneğin aynı işe soyunan Mallarmé’den daha gedikli bir İngilizceye sahip olduğu... Ama, denir, Fransızcayı o kadar iyi biliyordu ki, Baudelaire’in Poe’su çeviri başyapıtlarından biridir. İngilizceyle Fransızcayı bilen okur Poe’yu elbet özgün dilinden okumalı ama belki bir de Baudelaire’den, Mallarmé’den dinlemeli şiirleri... Türkçede ilk çevirisi değil bu Sappho’nun. Söylencelerle işlenmiş bir yaşamdan geriye kalan bir lirizm anıtı, yontusu Sappho şiiri. Hanidir bu şiir ve yaşam üstüne araştırmalar sürüyor, yabancı dillerde farklı farklı Sappho çevirileri, Sappho üstüne kitaplar yayımlanıyor. Bu bilmece son bulgular, son düşünceler ışığında nasıl görünecek gözümüze: Buyurun, ölü dilin Lesbos’lu ozanını bir de Samih Rifat’tan dinleyelim...
Sappho şiirinin eşsizliğinin, belki de kolu bacağı kırık Antikçağ yontularının güzelliğini andıran gizemli eksiltilerinden kaynaklandığını söylüyor Samih Rifat önsözünde. Yaşamı üstüne de söylenceler dışında çok fazla kesin bilgiye sahip olmadığımız Sappho’nun yapıtından geriye birkaç eksiksiz şiir dışında kırık dökük parçalar kalmış sadece. Ne var ki o tek tük, bağıntısız gibi duran imgeler, sözcükler öyle yeğin ki, pekâlâ çağdaş bir ozanın müthiş bir özveriyle bu eksiltileri yıllar yılı oymaya çalıştığına inanabilir okur. Öyle ya, o eskilerdendir aslında, iyice eskilerden, şiirin uzak ve ölümsüz kaynaklarından... Poe’yu Fransızcaya kazandıran Baudelaire’in İngilizcesinin o kadar da eksiksiz olmadığı söylenir kimi zaman; örneğin aynı işe soyunan Mallarmé’den daha gedikli bir İngilizceye sahip olduğu... Ama, denir, Fransızcayı o kadar iyi biliyordu ki, Baudelaire’in Poe’su çeviri başyapıtlarından biridir. İngilizceyle Fransızcayı bilen okur Poe’yu elbet özgün dilinden okumalı ama belki bir de Baudelaire’den, Mallarmé’den dinlemeli şiirleri... Türkçede ilk çevirisi değil bu Sappho’nun. Söylencelerle işlenmiş bir yaşamdan geriye kalan bir lirizm anıtı, yontusu Sappho şiiri. Hanidir bu şiir ve yaşam üstüne araştırmalar sürüyor, yabancı dillerde farklı farklı Sappho çevirileri, Sappho üstüne kitaplar yayımlanıyor. Bu bilmece son bulgular, son düşünceler ışığında nasıl görünecek gözümüze: Buyurun, ölü dilin Lesbos’lu ozanını bir de Samih Rifat’tan dinleyelim...