Hrant Dink Vakfı'nın 2011 yılından bu yana sürdürdüğü Anadolu Ermenileri Sözlü Tarih Projesi'nin ürünü olarak yayımlanan Sessizliğin Sesi serisinin dördüncü kitabı Sessizliğin Sesi IV İzmitli Ermeniler Konuşuyor, proje kapsamında yapılan 30 sözlü tarih mülakatının dokuzunu içeriyor.
Kitap, mülakatların haricinde proje koordinatörlerinden gazeteci Ferda Balancar'ın önsözü ve Kocaeli Üniversitesi Felsefe Bölümü araştırma görevlisi E. Aras Ergüneş'in sonsözünün yanı sıra, İzmit ve çevresine ait Ermenice şarkı sözleri ve tekerlemelerden oluşan bir seçkiyi de içeriyor.
Serinin diğer kitaplarında olduğu gibi bu kitap da Ermeni toplumunun hafızasında bir yolculuğa çıkaran kitap, tehcir ve soykırım anılarının aile kuşakları arasında aktarım şekillerine örnekler sunması, Ermeni toplumunun kendini ve "öteki"ni nasıl algıladığına dair ipuçları veriyor.
"Sessizlik, öncelikle, Soykırım'ı doğrudan ya da önceki kuşakların aktarımı dolayımıyla yaşamış kuşaklar için, bu travmadan uzaklaşarak, gündelik hayatlarını sürdürme imkânı tanır. (…) Sessizlik zırhının sağladığı ikinci işlev ise bireysel değil, toplumsal bir kaygı taşır. Soykırım deneyimini yaşamış kuşaklar, kendilerinden sonraki kuşakların hayatlarına bu travmayı taşımamak, onlara pürüzsüz bir hafıza alanı yaratmak adına, travmalarını bir yük olarak mezara kadar taşımayı görev bilmişlerdir. Bunu yapmanın imkânı, kendilerine sorulan sorular karşısında sessiz kalmaktan ve bu hasleti sonraki kuşaklara aktarmaktan geçer."
-E. Aras Ergüneş, sonsözden-
Hrant Dink Vakfı'nın 2011 yılından bu yana sürdürdüğü Anadolu Ermenileri Sözlü Tarih Projesi'nin ürünü olarak yayımlanan Sessizliğin Sesi serisinin dördüncü kitabı Sessizliğin Sesi IV İzmitli Ermeniler Konuşuyor, proje kapsamında yapılan 30 sözlü tarih mülakatının dokuzunu içeriyor.
Kitap, mülakatların haricinde proje koordinatörlerinden gazeteci Ferda Balancar'ın önsözü ve Kocaeli Üniversitesi Felsefe Bölümü araştırma görevlisi E. Aras Ergüneş'in sonsözünün yanı sıra, İzmit ve çevresine ait Ermenice şarkı sözleri ve tekerlemelerden oluşan bir seçkiyi de içeriyor.
Serinin diğer kitaplarında olduğu gibi bu kitap da Ermeni toplumunun hafızasında bir yolculuğa çıkaran kitap, tehcir ve soykırım anılarının aile kuşakları arasında aktarım şekillerine örnekler sunması, Ermeni toplumunun kendini ve "öteki"ni nasıl algıladığına dair ipuçları veriyor.
"Sessizlik, öncelikle, Soykırım'ı doğrudan ya da önceki kuşakların aktarımı dolayımıyla yaşamış kuşaklar için, bu travmadan uzaklaşarak, gündelik hayatlarını sürdürme imkânı tanır. (…) Sessizlik zırhının sağladığı ikinci işlev ise bireysel değil, toplumsal bir kaygı taşır. Soykırım deneyimini yaşamış kuşaklar, kendilerinden sonraki kuşakların hayatlarına bu travmayı taşımamak, onlara pürüzsüz bir hafıza alanı yaratmak adına, travmalarını bir yük olarak mezara kadar taşımayı görev bilmişlerdir. Bunu yapmanın imkânı, kendilerine sorulan sorular karşısında sessiz kalmaktan ve bu hasleti sonraki kuşaklara aktarmaktan geçer."
-E. Aras Ergüneş, sonsözden-