Her şey gibi bu mektubu da sana -belirtmeye pek lüzum yok ya- o çıfıt çarşısından farksız, eşyalar mezarlığı geniş, rezil ve muhterem odanın, üstü tornavidalar, paslı çiviler, bileği taşları ve binbir şeyle dolu ezeli masanın başında yazıyorum. Sabahtır; vaziyet fecidir. (Son kelimenin aramızda, karşılıklı gurur ve onurlarımızı bilemek için numara olduğunu unutma.) Ve beni hiç merak etme Eskimo: "Işıyan bir köşe ergeç benim / Sen benim geçidimsin beyaza". Ben sadece kalemi yola getirmeye çalışıyor, şiir yazmaya hazırlanıyorum. Ben belki de, bu tatil başka hiçbir şey yapmayacak, esaslı beş altı şiir yazmaya bakacağım (Tanrı izin verir de yazabilirsem). Ve nedir biz "küçük aile"nin kazancı, hayattan?- Birbirimize karşı derinlerde sevgi ve şiirlerden başka?"
Her şey gibi bu mektubu da sana -belirtmeye pek lüzum yok ya- o çıfıt çarşısından farksız, eşyalar mezarlığı geniş, rezil ve muhterem odanın, üstü tornavidalar, paslı çiviler, bileği taşları ve binbir şeyle dolu ezeli masanın başında yazıyorum. Sabahtır; vaziyet fecidir. (Son kelimenin aramızda, karşılıklı gurur ve onurlarımızı bilemek için numara olduğunu unutma.) Ve beni hiç merak etme Eskimo: "Işıyan bir köşe ergeç benim / Sen benim geçidimsin beyaza". Ben sadece kalemi yola getirmeye çalışıyor, şiir yazmaya hazırlanıyorum. Ben belki de, bu tatil başka hiçbir şey yapmayacak, esaslı beş altı şiir yazmaya bakacağım (Tanrı izin verir de yazabilirsem). Ve nedir biz "küçük aile"nin kazancı, hayattan?- Birbirimize karşı derinlerde sevgi ve şiirlerden başka?"