İki can dostum, Ahmet Nacar ve Ahmet Şerif İzgören`in kendi duygu ve mizah dolu Kalemlerinden, çocukluklarında yaşadıklarını, ailelerini, dostluklarım, haylazlıklarını, eskinin değerlerini tüm gerçekleri ile anlattıkları kahkahalarla okuyacağınız nostaljik bir kitap. Her okuyucu kendi çocukluğundan birçok şey bulacak bu satırlarda.
Yıllardır oynadığımız bir sahne vardı; ağaçlardan, çiçeklerden, bahçelerden, gülüşlerden dekorları olan ve bir oyunumuz vardı; büyüklerden, küçüklerden, kedilerden ve köpeklerden oyuncuları olan. Severek oynadık, içimizden geldiğince, el ele tutuşarak, içimizdeki aydınlık yüzümüzde, bir gece unutmadan. Her gece sahnedeydik, en sevdiğimiz rolümüzden ve sevdiklerimizden vazgeçmeden.
Oyun bitti, dekorlar toplanıyordu artık Çiğli Askeri Lojmanları`nda. Alkışlıyordu bizi elleri patlarcasına zaman. Şimdi yeni bir oyun varmış daha önce oynanmamış ve bizim için yazılan Okumadan önce son uyarıl Bu kitabı okuduktan sonra yaşama eskisi gibi bakamayabilirsiniz.
Okuduğunuzda, `ben niye böyle şeyler yaşamadım` diye üzülmeyeceksiniz; ama `yaşadıklarıma ben neden böyle bakmadım, yitip gitmelerine nasıl izin verdim1 diye içiniz burkulabilir. Bu kitapta, yaşadığı her anın fotoğrafını çeken ve her bir fotoğraf karesini duyarlılık- zekâ - mizah duygusu saç örgüsüyle bir film haline getiren insanları izlemeye duyamayacaksınız. Samimi ve zorlamasız anlatım, yaşamın derinliklerindeki pırıltıları önce meşale, giderek bir fener alayı haline getirirken oluşan anafor sizi çekecek ve kitabın sonuna kadar içinden çıkamayacaksınız. Benden söylemesi.
Ümit Koçak
İki can dostum, Ahmet Nacar ve Ahmet Şerif İzgören`in kendi duygu ve mizah dolu Kalemlerinden, çocukluklarında yaşadıklarını, ailelerini, dostluklarım, haylazlıklarını, eskinin değerlerini tüm gerçekleri ile anlattıkları kahkahalarla okuyacağınız nostaljik bir kitap. Her okuyucu kendi çocukluğundan birçok şey bulacak bu satırlarda.
Yıllardır oynadığımız bir sahne vardı; ağaçlardan, çiçeklerden, bahçelerden, gülüşlerden dekorları olan ve bir oyunumuz vardı; büyüklerden, küçüklerden, kedilerden ve köpeklerden oyuncuları olan. Severek oynadık, içimizden geldiğince, el ele tutuşarak, içimizdeki aydınlık yüzümüzde, bir gece unutmadan. Her gece sahnedeydik, en sevdiğimiz rolümüzden ve sevdiklerimizden vazgeçmeden.
Oyun bitti, dekorlar toplanıyordu artık Çiğli Askeri Lojmanları`nda. Alkışlıyordu bizi elleri patlarcasına zaman. Şimdi yeni bir oyun varmış daha önce oynanmamış ve bizim için yazılan Okumadan önce son uyarıl Bu kitabı okuduktan sonra yaşama eskisi gibi bakamayabilirsiniz.
Okuduğunuzda, `ben niye böyle şeyler yaşamadım` diye üzülmeyeceksiniz; ama `yaşadıklarıma ben neden böyle bakmadım, yitip gitmelerine nasıl izin verdim1 diye içiniz burkulabilir. Bu kitapta, yaşadığı her anın fotoğrafını çeken ve her bir fotoğraf karesini duyarlılık- zekâ - mizah duygusu saç örgüsüyle bir film haline getiren insanları izlemeye duyamayacaksınız. Samimi ve zorlamasız anlatım, yaşamın derinliklerindeki pırıltıları önce meşale, giderek bir fener alayı haline getirirken oluşan anafor sizi çekecek ve kitabın sonuna kadar içinden çıkamayacaksınız. Benden söylemesi.
Ümit Koçak