Yaşar Kemal, 1939 - 1951 arasında Çukurova'da binlerce sözlü halk edebiyatı ürünü derledi. Yörede sürekli dolaştığı, köylülerle ilişki kurmayı iyi bildiği için, el sürülmemiş hazine değerindeki bu ürünleri derlemesi kolay oluyordu. Söylenenleri, anlatılanları, hemen o anda, dönemin ünlü sarı defterine, saman kağıtlarına geçiriyordu. Abidin Dino'nun deyişiyle, derlediği "Her söz yumağı akıllara durgunluktu. Dehşetli acı, dehşetli güzel." Ne yzık ki o defterler, o kağıtlar hoyrat ellerde yitip gitti. Yalnızca ağıtları kurtarabildi. Ve yıllar sonra derlemelerinin küçük bir bölümü annesinin sandığında bulundu. Yaşar Lemal, bu defterleri, bu kağıtları 1992'de Alpay Kabacalı'ya armağan etti.
Yaşar Kemal, 1939 - 1951 arasında Çukurova'da binlerce sözlü halk edebiyatı ürünü derledi. Yörede sürekli dolaştığı, köylülerle ilişki kurmayı iyi bildiği için, el sürülmemiş hazine değerindeki bu ürünleri derlemesi kolay oluyordu. Söylenenleri, anlatılanları, hemen o anda, dönemin ünlü sarı defterine, saman kağıtlarına geçiriyordu. Abidin Dino'nun deyişiyle, derlediği "Her söz yumağı akıllara durgunluktu. Dehşetli acı, dehşetli güzel." Ne yzık ki o defterler, o kağıtlar hoyrat ellerde yitip gitti. Yalnızca ağıtları kurtarabildi. Ve yıllar sonra derlemelerinin küçük bir bölümü annesinin sandığında bulundu. Yaşar Lemal, bu defterleri, bu kağıtları 1992'de Alpay Kabacalı'ya armağan etti.