Müslüman âlimlerin Hıristiyanlığa reddiye olarak yazdığı eserler arasında önemli bir yere sahip olan İzhârü’l-hak, 1854’te misyoner Pfander ile yaptığı ilmî tartışmayla ün kazanan Rahmetullah el-Hindî tarafından kaleme alınmıştır. Sultan Abdülaziz’in arzusu üzerine yazılan eserde Ahd-i Atîk ve Ahd-i Cedîd’i teşkil eden kitapların durumu, Tevrat ve İncil’in tahrifi, Mûsevî ve hıristiyan şeriatlarında neshin mevcudiyeti, aklî delillerle ve Hz. Îsâ’nın sözleriyle teslisin mümkün olamayacağı, Kur’an’ın Allah kelâmı ve mûciz oluşu, papazların Kur’an ve hadislere yönelik tenkit ve şüphelerinin reddi, Hz. Muhammed’in peygamberliği ve bu konuya dair Ahd-i Atîk ve Ahd-i Cedîd’de zikredilen müjdeler gibi mevzular yer almaktadır.
Müslüman âlimlerin Hıristiyanlığa reddiye olarak yazdığı eserler arasında önemli bir yere sahip olan İzhârü’l-hak, 1854’te misyoner Pfander ile yaptığı ilmî tartışmayla ün kazanan Rahmetullah el-Hindî tarafından kaleme alınmıştır. Sultan Abdülaziz’in arzusu üzerine yazılan eserde Ahd-i Atîk ve Ahd-i Cedîd’i teşkil eden kitapların durumu, Tevrat ve İncil’in tahrifi, Mûsevî ve hıristiyan şeriatlarında neshin mevcudiyeti, aklî delillerle ve Hz. Îsâ’nın sözleriyle teslisin mümkün olamayacağı, Kur’an’ın Allah kelâmı ve mûciz oluşu, papazların Kur’an ve hadislere yönelik tenkit ve şüphelerinin reddi, Hz. Muhammed’in peygamberliği ve bu konuya dair Ahd-i Atîk ve Ahd-i Cedîd’de zikredilen müjdeler gibi mevzular yer almaktadır.