Bu kitap, Osmanlı-Kürt Bedirxani ailesinin Osmanlı İmparatorluğu ve imparatorluk sonrası dönemlerdeki tarihinin izini sürüyor. 19. yüzyılın sonları ve 20. yüzyılın başlarında geniş Bedirxani ailesinin çeşitli mensuplarını takip ederek, Osmanlı İmparatorluğunun çöküşünden önce ve sonra imparatorluk sonrası kimlik oluşumunun dinamiklerini araştırmak üzere ailenin tarihini bir başlangıç noktası, milliyetçiliğin ve milliyetçi kimliklerinin ortaya çıkmasının damgasını vurduğu Ortadoğu'nun mevcut jeopolitik yapısının oluşumunda belirleyici bir an, olarak alır.
Aile üyelerinin imparatorluktan imparatorluk sonrası bağlamlarına geçişi müzakere etmeye yönelik kullanmış oldukları stratejiler; kendileri, ailelerinin tarihi ve içinde faaliyet gösterdikleri ağ yapılarıyla ilgili anlattıkları hikayelerle birlikte analiz edilmektedir. Tartışmanın özünde, Osmanlı İmparatorluğunun sona ermesiyle birlikte imparatorluk dayanışma yapılarının ve kimlik çerçevelerinin bir gecede ortadan kalkmadığına ve yerine milliyetçi kimlikler ve sadakatler gelmediğine ilişkin bir gözlem yatmaktadır. Tersine Bedirxani ailesinin tarihi, imparatorluk sonrası kimlik oluşumunun uzun vadeli bir süreç ve çok katmandan oluşan karmaşık bir fenomen olduğunu gösteriyor.
Bu kitap, Osmanlı-Kürt Bedirxani ailesinin Osmanlı İmparatorluğu ve imparatorluk sonrası dönemlerdeki tarihinin izini sürüyor. 19. yüzyılın sonları ve 20. yüzyılın başlarında geniş Bedirxani ailesinin çeşitli mensuplarını takip ederek, Osmanlı İmparatorluğunun çöküşünden önce ve sonra imparatorluk sonrası kimlik oluşumunun dinamiklerini araştırmak üzere ailenin tarihini bir başlangıç noktası, milliyetçiliğin ve milliyetçi kimliklerinin ortaya çıkmasının damgasını vurduğu Ortadoğu'nun mevcut jeopolitik yapısının oluşumunda belirleyici bir an, olarak alır.
Aile üyelerinin imparatorluktan imparatorluk sonrası bağlamlarına geçişi müzakere etmeye yönelik kullanmış oldukları stratejiler; kendileri, ailelerinin tarihi ve içinde faaliyet gösterdikleri ağ yapılarıyla ilgili anlattıkları hikayelerle birlikte analiz edilmektedir. Tartışmanın özünde, Osmanlı İmparatorluğunun sona ermesiyle birlikte imparatorluk dayanışma yapılarının ve kimlik çerçevelerinin bir gecede ortadan kalkmadığına ve yerine milliyetçi kimlikler ve sadakatler gelmediğine ilişkin bir gözlem yatmaktadır. Tersine Bedirxani ailesinin tarihi, imparatorluk sonrası kimlik oluşumunun uzun vadeli bir süreç ve çok katmandan oluşan karmaşık bir fenomen olduğunu gösteriyor.