"Yani şimdi şu güzel güneşi -sanki o görsün diye- bir süre dallarında oyalayan akasya ağacı gibi, şu her gün yıkanan satılık otomobiller, onlardan yansıyan keskin Eylül güneşi gibi bu sokağın malıdır Ömer. (...) Ömer cebini yokladı, sustalıyı çıkardı. Uzun yıllar sonra bir öpüşü anımsayan, böylelikle kendini bulan bir ağız gibi aralandı avucu."
Hayatın şiirini dile taşıdığı öyküleriyle edebiyatın içinde daima bir "yüksek" ses olan Tomris Uyar'ın, ilk baskısı 1973'te yapılan ikinci öykü kitabı Ödeşmeler'e daha sonra Şahmeran Hikayesi de eşlik etmişti. Aradan geçen, güçlü, kunt öykülerini içeren Ödeşmeler ve Şahmeran Hikayesi daima taze kalacak.
Tomris Uyar'ın o sarsılmaz ama sarsan öyküleri...
"Yani şimdi şu güzel güneşi -sanki o görsün diye- bir süre dallarında oyalayan akasya ağacı gibi, şu her gün yıkanan satılık otomobiller, onlardan yansıyan keskin Eylül güneşi gibi bu sokağın malıdır Ömer. (...) Ömer cebini yokladı, sustalıyı çıkardı. Uzun yıllar sonra bir öpüşü anımsayan, böylelikle kendini bulan bir ağız gibi aralandı avucu."
Hayatın şiirini dile taşıdığı öyküleriyle edebiyatın içinde daima bir "yüksek" ses olan Tomris Uyar'ın, ilk baskısı 1973'te yapılan ikinci öykü kitabı Ödeşmeler'e daha sonra Şahmeran Hikayesi de eşlik etmişti. Aradan geçen, güçlü, kunt öykülerini içeren Ödeşmeler ve Şahmeran Hikayesi daima taze kalacak.
Tomris Uyar'ın o sarsılmaz ama sarsan öyküleri...