Mu'tezile düşüncesinin anahtar kavramlarından olan tevlîd; mezhebin uluhiyet, tabiat ve insan fiilleri hakkındaki görüşlerinin anlaşılması bakımından merkezî bir öneme sahiptir. Erken dönemden itibaren, en çok tartışılan konu olan kader ve insan fiilleri hususunda cebr ve ihtiyar arasında sıralanan çeşitli izah denemelerinden biri de tevlîd teorisidir. Adalet ilkesi gereği insan özgürlüğü ve sorumluluğuyla ilgilenen Mu'tezile, failin kudret mahallinde doğrudan gerçekleştiği fiile mübaşir, onun dış dünyada sebep aracılığıyla ve nedensellik esasına meydana getirdiğine ise mütevellid adını verir.
Nedensellik Kitabı, meşhur Mu'tezile teorisyeni Kâdî Abdülcebbâr'ın ansiklopedik eseri olan el-Muğnî'nin, "Kitâbü't-Tevlîd" adını taşıyan IX. cildinin çevirisidir. Burada müellif, insan fiillerinin sonuçları ile failin etkinliği arasındaki değer ve sorumluluk ilişkisini tespite çalışmakta, bu doğrultuda ortaya atılan görüşleri değerlendirmekte ve böylece insanın ve tabiatın fiili arasında nedensel bir ilişki kurarak tevhid ve adalet merkezli bütüncül bir yapının inşasına olanak vermektedir.
Mu'tezile düşüncesinin anahtar kavramlarından olan tevlîd; mezhebin uluhiyet, tabiat ve insan fiilleri hakkındaki görüşlerinin anlaşılması bakımından merkezî bir öneme sahiptir. Erken dönemden itibaren, en çok tartışılan konu olan kader ve insan fiilleri hususunda cebr ve ihtiyar arasında sıralanan çeşitli izah denemelerinden biri de tevlîd teorisidir. Adalet ilkesi gereği insan özgürlüğü ve sorumluluğuyla ilgilenen Mu'tezile, failin kudret mahallinde doğrudan gerçekleştiği fiile mübaşir, onun dış dünyada sebep aracılığıyla ve nedensellik esasına meydana getirdiğine ise mütevellid adını verir.
Nedensellik Kitabı, meşhur Mu'tezile teorisyeni Kâdî Abdülcebbâr'ın ansiklopedik eseri olan el-Muğnî'nin, "Kitâbü't-Tevlîd" adını taşıyan IX. cildinin çevirisidir. Burada müellif, insan fiillerinin sonuçları ile failin etkinliği arasındaki değer ve sorumluluk ilişkisini tespite çalışmakta, bu doğrultuda ortaya atılan görüşleri değerlendirmekte ve böylece insanın ve tabiatın fiili arasında nedensel bir ilişki kurarak tevhid ve adalet merkezli bütüncül bir yapının inşasına olanak vermektedir.