Filiz Ali'nin 1982-2010 yılları arasında farklı ülkelerdeki müzik etkinlikleri için yazdıklarının bir araya getirilmesinden oluşan Müzikli Geziler, klasik müzik dünyasında uzun soluklu ve çok sesli bir geziye çıkarıyor okuru. Besteciler, yorumcular, eserler, salonlar, etkinlikler hakkında çok şeyin anlatıldığı kitap, kentlere, kent yaşamına dair ilginç ve önemli ayrıntılara da yer veriyor. Filiz Ali'nin fotoğraf koleksiyonuyla görsel bir şölene dönüşen bu yazılar, haritalardan silinip gitmiş ülkeleri ve oralardaki sanat ortamını hatırlatırken, bugün artık yaşamayan sanatçıları da selamlıyor. "Buradaki yazıların çoğu Berlin Duvarı'nın ve Doğu Bloku'nun yıkılmasından, soğuk savaşın sona ermesinden önceki döneme ait beklenti dolu, demokrasi ve özgürlüklerin ufukta göründüğü yıllarda yazılmıştı. Avrupa müzik dünyasının yaratıcılık açısından en verimli olduğu dönemin tanıklığıdır bu yazılar. Henüz "globalizm" sözcüğü ardına gizlenen tekdüze, evrensel sıradanlıkların egemen olmadığı bir dönem. Müzekle iç içe geçen hayatım boyunca yazılarda adları geçen John Cage, Luigi Nono, Luciano Berio, György Ligeti, Ahmet Adnan Saygın, Leyla Gencer, Krzyztof Penderecki ve Cengiz Tanç gibi ve 20. yüzyıl müziginde iz bırakmış daha pek çok müzisyeni şahsen tanımış olduğum için kendimi şanslı sayıyorum."
Filiz Ali'nin 1982-2010 yılları arasında farklı ülkelerdeki müzik etkinlikleri için yazdıklarının bir araya getirilmesinden oluşan Müzikli Geziler, klasik müzik dünyasında uzun soluklu ve çok sesli bir geziye çıkarıyor okuru. Besteciler, yorumcular, eserler, salonlar, etkinlikler hakkında çok şeyin anlatıldığı kitap, kentlere, kent yaşamına dair ilginç ve önemli ayrıntılara da yer veriyor. Filiz Ali'nin fotoğraf koleksiyonuyla görsel bir şölene dönüşen bu yazılar, haritalardan silinip gitmiş ülkeleri ve oralardaki sanat ortamını hatırlatırken, bugün artık yaşamayan sanatçıları da selamlıyor. "Buradaki yazıların çoğu Berlin Duvarı'nın ve Doğu Bloku'nun yıkılmasından, soğuk savaşın sona ermesinden önceki döneme ait beklenti dolu, demokrasi ve özgürlüklerin ufukta göründüğü yıllarda yazılmıştı. Avrupa müzik dünyasının yaratıcılık açısından en verimli olduğu dönemin tanıklığıdır bu yazılar. Henüz "globalizm" sözcüğü ardına gizlenen tekdüze, evrensel sıradanlıkların egemen olmadığı bir dönem. Müzekle iç içe geçen hayatım boyunca yazılarda adları geçen John Cage, Luigi Nono, Luciano Berio, György Ligeti, Ahmet Adnan Saygın, Leyla Gencer, Krzyztof Penderecki ve Cengiz Tanç gibi ve 20. yüzyıl müziginde iz bırakmış daha pek çok müzisyeni şahsen tanımış olduğum için kendimi şanslı sayıyorum."