Kurt Sorunu... Ulkemizin kanayan yarasi... Sadece son 30 yilda 40 binden fazla cana mal oldu, binlerce koy bosaltildi, milyonlarca insan yerinden oldu. Onlarca soz soylendi, kararsiz bazi adimlar atildi, ancak yeterli irade gosterilemedi, cabalar yarim kaldi. Kalici ve gercekci cozum bambaska bir perspektif gerektiriyordu cunku. Bolgenin hemen her karisini bilen ve hayatini bu sorunun cozumune adayan unlu Kurt aydini Altan Tan yillarin birikimini kaleme aldi. Altan Tan dusunce ve siyaset dunyasinin asina oldugu bir isim.12 Eylul sonrasinda insanlik disi muamelelerin adeta karargâhi durumuna gelen Diyarbakir Askeri Cezaevi'nde gordugu iskence sonrasinda hayatini kaybeden babasi Bedii Tan'in acisi belki de Guneydogu ve Kurt sorununa farkli bir gozle bakmasina yol acti. Turkiye'deki muhafazakâr ve dindar hareketlerin Kurt Sorununa israrla uzaktan ve resmi gorus cizgisinden bakmalari Altan Tan'a gore sorunun kangren hale gelmesinin en onemli sebeplerinden biri.1991 secimleri oncesinde Guneydogu'da ciddi bir destek devsirmis, umit verici bir zemin yakalamis olan RP'nin MCP ile ittifaka girmesi sebebiyle ciddi bir firsat kacirilmis oldu. Oysa yazara gore sorunun cozumu tam da buradan, Islami anlayistan neset edebilir; Islam dini icindeki ummet anlayisi, tum milletlerin dilsel ve kulturel haklarini koruma altina alan bariscil yorumuyla sadece bizim ulkemizin degil, tum bolgenin etnik problemlerini cozebilirdi; ve hâlâ da cozebilir. Altan Tan gec kalmis bir Kurt ulusalciligina da mesafeli duruyor. Bir yuzyil oncesinin gozde kavramlarinin bugunku kosullara uygulanmasini gereksiz ve Kurt halkini geriye goturecek bir caba olarak goruyor. Bununla birlikte Kurt ulusalciliginin kapsamli bir tarihcesini vermekten de geri durmuyor.600 sayfayi askin bir kaynak kitap huviyetindeki calisma Turkler ve Kurtler arasindaki ilk munasebetlerden Osmanli donemindeki ozerk yapilanmaya, Kurt edebiyat ve folklorundan isyanlarina, II. Mesrutiyet'in Kurtler nezdinde ki etkilerinden Ittihat ve Terakki yonetimine, Cumhuriyet donemi olaylarina, Kurtlerin Turkiye'deki sag ve sol dusunce icinde siyaset yapma bicimlerinden Islami bir Kurt hareketinin mecra bulma imkanina, 'federasyon mu, bagimsizlik mi, yoksa demokratik Cumhuriyet'te entegrasyon mu? ' tartismalarina uzanan kusatici bir inceleme sunuyor.
Kurt Sorunu... Ulkemizin kanayan yarasi... Sadece son 30 yilda 40 binden fazla cana mal oldu, binlerce koy bosaltildi, milyonlarca insan yerinden oldu. Onlarca soz soylendi, kararsiz bazi adimlar atildi, ancak yeterli irade gosterilemedi, cabalar yarim kaldi. Kalici ve gercekci cozum bambaska bir perspektif gerektiriyordu cunku. Bolgenin hemen her karisini bilen ve hayatini bu sorunun cozumune adayan unlu Kurt aydini Altan Tan yillarin birikimini kaleme aldi. Altan Tan dusunce ve siyaset dunyasinin asina oldugu bir isim.12 Eylul sonrasinda insanlik disi muamelelerin adeta karargâhi durumuna gelen Diyarbakir Askeri Cezaevi'nde gordugu iskence sonrasinda hayatini kaybeden babasi Bedii Tan'in acisi belki de Guneydogu ve Kurt sorununa farkli bir gozle bakmasina yol acti. Turkiye'deki muhafazakâr ve dindar hareketlerin Kurt Sorununa israrla uzaktan ve resmi gorus cizgisinden bakmalari Altan Tan'a gore sorunun kangren hale gelmesinin en onemli sebeplerinden biri.1991 secimleri oncesinde Guneydogu'da ciddi bir destek devsirmis, umit verici bir zemin yakalamis olan RP'nin MCP ile ittifaka girmesi sebebiyle ciddi bir firsat kacirilmis oldu. Oysa yazara gore sorunun cozumu tam da buradan, Islami anlayistan neset edebilir; Islam dini icindeki ummet anlayisi, tum milletlerin dilsel ve kulturel haklarini koruma altina alan bariscil yorumuyla sadece bizim ulkemizin degil, tum bolgenin etnik problemlerini cozebilirdi; ve hâlâ da cozebilir. Altan Tan gec kalmis bir Kurt ulusalciligina da mesafeli duruyor. Bir yuzyil oncesinin gozde kavramlarinin bugunku kosullara uygulanmasini gereksiz ve Kurt halkini geriye goturecek bir caba olarak goruyor. Bununla birlikte Kurt ulusalciliginin kapsamli bir tarihcesini vermekten de geri durmuyor.600 sayfayi askin bir kaynak kitap huviyetindeki calisma Turkler ve Kurtler arasindaki ilk munasebetlerden Osmanli donemindeki ozerk yapilanmaya, Kurt edebiyat ve folklorundan isyanlarina, II. Mesrutiyet'in Kurtler nezdinde ki etkilerinden Ittihat ve Terakki yonetimine, Cumhuriyet donemi olaylarina, Kurtlerin Turkiye'deki sag ve sol dusunce icinde siyaset yapma bicimlerinden Islami bir Kurt hareketinin mecra bulma imkanina, 'federasyon mu, bagimsizlik mi, yoksa demokratik Cumhuriyet'te entegrasyon mu? ' tartismalarina uzanan kusatici bir inceleme sunuyor.