İnsan, toplumsal devrimden önce ve sosyal devrimle uyumlu olarak kendisini devrimci yetiştirmezse, kesinlikle toplumsal bir devrim içerisinde sadık, mutmain ve yolun sonuna kadar vefalı kalamaz. Esasında ''devrimci insan'', sadece sosyal bir devrime katılan insan değildir. Eğer böyle olsaydı, ''opotünistler'', ''maceracılar'' ve ''egoistler'' de devrime katıldıklarında -ki katılıyorlar- devrimci olurlardı. Aksine devrimci bir insan, her şeyden önce kendi cevherini bambaşka bir şekilde yetiştirmelidir. Devrimci insan, ''geleneksel ve kalıtsal'' yerine, kendi eseri olan, yani kendisinin yetiştirip yarattığı benini (ene-öz) koyan insandır.
İnsan, toplumsal devrimden önce ve sosyal devrimle uyumlu olarak kendisini devrimci yetiştirmezse, kesinlikle toplumsal bir devrim içerisinde sadık, mutmain ve yolun sonuna kadar vefalı kalamaz. Esasında ''devrimci insan'', sadece sosyal bir devrime katılan insan değildir. Eğer böyle olsaydı, ''opotünistler'', ''maceracılar'' ve ''egoistler'' de devrime katıldıklarında -ki katılıyorlar- devrimci olurlardı. Aksine devrimci bir insan, her şeyden önce kendi cevherini bambaşka bir şekilde yetiştirmelidir. Devrimci insan, ''geleneksel ve kalıtsal'' yerine, kendi eseri olan, yani kendisinin yetiştirip yarattığı benini (ene-öz) koyan insandır.