1988 yılında "Waldo Sen Neden Burada Değilsin?" diye sormuştum. Bu sorunun patentine benim sahip olmadığım cümle âlemin malûmudur. Soruyu ilk olarak 1846 yılında bir "transcendentalist & anarchist" Amerikalı, diğer bir "transcendentalist"; ama hiç de "anarchist" olmayan Amerikalıya sormuştu. Kendisine soru sorulan Ralph Waldo Enıerson'ı, soruyu soran Henry David Thorcau hakkında söyledikleri arasında şunlar da var: "Hiçbir mesleğin kalıbına girmedi; hiçbir zaman evlenmedi; yalnız başına yaşadı: hiçbir zaman kiliseye gitmedi, hiçbir zaman oy kullanmadı, devlete vergilerden birini ödemeyi reddetti, hiç et yemedi, hiç şarap içmedi, tülün kullanmanın ne demek olduğunu hiç bilmedi; ve güvencesini tabiattan aldığı düşüncesiyle ne tuzak, ne de silah kullandı". Böyle bir adamın "Waldo Sen Neden Burada Değilsin?" demesi, tam olarak soru da sayılmazdı. Zira bu sözler kendisine yöneltilen bir soru üzerine, yani cevap mahiyetinde sarf edilmişti. Emerson'un hapishanede arkadaşını görür görmez kendisine hayretle yönelttiği soru şuydu: "Henry. Sen Neden Buradasın?"
1988 yılında "Waldo Sen Neden Burada Değilsin?" diye sormuştum. Bu sorunun patentine benim sahip olmadığım cümle âlemin malûmudur. Soruyu ilk olarak 1846 yılında bir "transcendentalist & anarchist" Amerikalı, diğer bir "transcendentalist"; ama hiç de "anarchist" olmayan Amerikalıya sormuştu. Kendisine soru sorulan Ralph Waldo Enıerson'ı, soruyu soran Henry David Thorcau hakkında söyledikleri arasında şunlar da var: "Hiçbir mesleğin kalıbına girmedi; hiçbir zaman evlenmedi; yalnız başına yaşadı: hiçbir zaman kiliseye gitmedi, hiçbir zaman oy kullanmadı, devlete vergilerden birini ödemeyi reddetti, hiç et yemedi, hiç şarap içmedi, tülün kullanmanın ne demek olduğunu hiç bilmedi; ve güvencesini tabiattan aldığı düşüncesiyle ne tuzak, ne de silah kullandı". Böyle bir adamın "Waldo Sen Neden Burada Değilsin?" demesi, tam olarak soru da sayılmazdı. Zira bu sözler kendisine yöneltilen bir soru üzerine, yani cevap mahiyetinde sarf edilmişti. Emerson'un hapishanede arkadaşını görür görmez kendisine hayretle yönelttiği soru şuydu: "Henry. Sen Neden Buradasın?"