Evler, duvarlar, sokaklar arasında birbirine açılan kapılar. Her biri ayrı, her biri benzer hayatlardan yansıyan an'lık mutluluklar, öfkeler, kırgınlıklar, yalnızlıklar, korkular, telaşlar... Bir film izler gibi, bir şehirden diğerine, bir yoldan ötekine, bir pencereden öbür pencereye akıp giden görüntülerden bellekte kalanlar. Yüzler, sesler, kelimeler...
"...Yolda bir çiçekçinin önünde durduk. Kardeşim indi. Bize arabada beklememizi söyledi. Döndüğünde, her renkten çiçeklerle o kadar büyük bir buketi kucaklamıştı ki, yüzünü göremiyorduk. Sesini, o koca çiçek yığını ardından işitmiştik. Ben onu hep, işte bu, çiçekten yüzüyle düşünürüm. Hep de o sesi:
- Hadi gidelim."
Evler, duvarlar, sokaklar arasında birbirine açılan kapılar. Her biri ayrı, her biri benzer hayatlardan yansıyan an'lık mutluluklar, öfkeler, kırgınlıklar, yalnızlıklar, korkular, telaşlar... Bir film izler gibi, bir şehirden diğerine, bir yoldan ötekine, bir pencereden öbür pencereye akıp giden görüntülerden bellekte kalanlar. Yüzler, sesler, kelimeler...
"...Yolda bir çiçekçinin önünde durduk. Kardeşim indi. Bize arabada beklememizi söyledi. Döndüğünde, her renkten çiçeklerle o kadar büyük bir buketi kucaklamıştı ki, yüzünü göremiyorduk. Sesini, o koca çiçek yığını ardından işitmiştik. Ben onu hep, işte bu, çiçekten yüzüyle düşünürüm. Hep de o sesi:
- Hadi gidelim."