Hariciyede çalıştığı sürenin son on yılını Irak'ta ve Irak üzerineçalışarak geçiren, 2010'da Erbil Başkonsolosluğu'nu açan AydınSelcen'in anılarından kesitlerin, mesleki gözlemlerinin ve bütünüylekurgu bazı anlatılarının iç içe geçtiği bir kitap Gözden Irakta. Büyükbölümü Irak Kürdistanı olmak üzere, Paris, Cezayir, Vaşington veStockholm'de geçen meslek yaşamında, bakanlığına hâkim olansaplantıları, bakanlığın kendi derin bürokrasisi, askerî kanat, Gülencemaati ve Milli Görüş siyasetinin her birinin başka bir yöne çekiştirdiğiyalpalayan dış politika adımlarını canlı bir ifadeyle, mizahı eldenbırakmayarak bize aktarıyor.
“Bana mı ne oldu? Ben önce Kürtçü, sonra Barzanici, nihayetNeçirvancı ilan edildim. Hatta PKK'lı bile oldum. Rüşvetçiliğimde kalmadı, din düşmanlığım da. Ankara'ya sümme haşa (!)‘Başkonsolos basbayağı Kürt, bu nasıl kepazelik' yollu jurnallendim. Son dönemlerimde hem Kürt siyasal hareketi hem AKP'ye yakınçevreler ‘Fethullahçı' olduğumu dahi yayar oldu. (…) Anlayacağınız,dışarıda IKB açılımı ve içeride barış süreci dönemi sürerken bile Kürtmeselesi için bürokraside geçerli ‘dokunan yanar' kuralı tıkır tıkırişledi. Neticede merkeze dönme talimatı alınca, 2013 Mayıs ayısonunda Erbil'den döner dönmez istifa ettim, yirmi yıllık meslekhayatımı bırakıp, hariciyeden çıkıp gittim.”
Hariciyede çalıştığı sürenin son on yılını Irak'ta ve Irak üzerineçalışarak geçiren, 2010'da Erbil Başkonsolosluğu'nu açan AydınSelcen'in anılarından kesitlerin, mesleki gözlemlerinin ve bütünüylekurgu bazı anlatılarının iç içe geçtiği bir kitap Gözden Irakta. Büyükbölümü Irak Kürdistanı olmak üzere, Paris, Cezayir, Vaşington veStockholm'de geçen meslek yaşamında, bakanlığına hâkim olansaplantıları, bakanlığın kendi derin bürokrasisi, askerî kanat, Gülencemaati ve Milli Görüş siyasetinin her birinin başka bir yöne çekiştirdiğiyalpalayan dış politika adımlarını canlı bir ifadeyle, mizahı eldenbırakmayarak bize aktarıyor.
“Bana mı ne oldu? Ben önce Kürtçü, sonra Barzanici, nihayetNeçirvancı ilan edildim. Hatta PKK'lı bile oldum. Rüşvetçiliğimde kalmadı, din düşmanlığım da. Ankara'ya sümme haşa (!)‘Başkonsolos basbayağı Kürt, bu nasıl kepazelik' yollu jurnallendim. Son dönemlerimde hem Kürt siyasal hareketi hem AKP'ye yakınçevreler ‘Fethullahçı' olduğumu dahi yayar oldu. (…) Anlayacağınız,dışarıda IKB açılımı ve içeride barış süreci dönemi sürerken bile Kürtmeselesi için bürokraside geçerli ‘dokunan yanar' kuralı tıkır tıkırişledi. Neticede merkeze dönme talimatı alınca, 2013 Mayıs ayısonunda Erbil'den döner dönmez istifa ettim, yirmi yıllık meslekhayatımı bırakıp, hariciyeden çıkıp gittim.”