Kıymetli okurlarım; elinizde bulunan Sırrıl Esrar Gizli Sırlar Hâzinesi isimli bu kıymetli kitabı sizlere hazırlamış bulunmaktayım. Bizi yoktan var eden yüce Rabbimin lütfü inayeti keremi ile bitirdim. Bu ilme gönül verip, kendisini çeşitli kitaplardan anlayıp yararlanmak üzere, büyük bir sıkıntı ve külfetle savaş halinde çaba gösterip, bir şeyler elde edemeden beyinsel ve maddesel düşüncelerin fayda vermediğini anladığında iflâs etmiş bir tacir gibi kendisini hesaba çekerek, bu müflisliğin nasıl giderebileceğini bu defa da günümüz ortamında çoğala gelen medyum veya yarım yamalak kisve sahiplerinin deneylerine bir müddet kendisi bir kez de onun avare edip yol alamayan düşüncelerine kendisini adapte edip böylece belirli bir zaman dilimini heba edip, yine önceki ifademizde bir müflis gibi kendisini bir çaresiz bulup tekrar çareler aramaya devam eder. İşte bu gibi insanlara yegâne tavsiyem, kendilerini canı gönülden bu gibi işlerin neticesini başarılı olarak elde etmenin yolu Hak ile Hak olmaktan geçer. Bu insanlara âcizane tavsiye ederim ki, kendilerini önce her sözün ve her işin bir külfeti vardır. Rahmani bir yoldan bu ilmi öğrenmenin ana temeli sabır, teslimiyet, hakkaniyetile en latif şekilde kendisini sevgi ile Rabbisine en güzel şekilde tarifi mümkün olmayacak bir övgü ile tenzih etmek kitabımızın içerisinde bulunan ismi azami ve bütün azameti sırları ile ilgili bir sınıflandırma cetveli hazırlanmış bulunmakta. Yapacağımız bir konu ile ilgili bölümleri kendi ihtiyacınıza uygun olan bir sıralama cetveli düzenleyerek işinizin mevzuatına uygun bir şeyi hazırlamış olursunuz. Burada sizlere bu kitabı hazırlarken bilerek veya bilmeyerek hataya yönelik bir aksaklık olduğu kanısına vardığınızda, Yüce Rabbimden ve siz saygıdeğer okurlarımdan bizleri bağışlayarak hoş görünüze sığınırım. Cenabı Allah bizleri, nefsimizin isteği gibi değil de kendisinin istediği ve sevgili habibinin gösterdiği gibi, kendisine de kulluk eden ve bu sayede rızasını kazanıp cennet ve cemaliyle şereflendirdiği kullarından eylesin. Amin.
Bihürmeti seyyidi’l-mürselin. Velhamdü lillahi Rabbil-âlemin.
Sevgili okurlarım, merakım ve mesleğim dolayısıyla nice kitaplar karıştırdım, nice üstatlar dinledim. Bizlere miras bırakan kıymetli ustalarıma yüce Mevla’dan ölenlere rahmet, hayatta olanlara da uzun ömürler diler; feyiz ve bereketlerinden biz acizlerin faydalanması dileğiyle.
Kardeşlerim; değişik konular üzerinde durarak birçok konuları siz okurlarıma hazır yenilir bir lokma haline getirdim. Bu kitabımda da veya diğer kitaplarımda ki amacım siz meraklı okurlarıma merakınız mucibince her türlü hacet ve isteğinize cevap verecek şekilde bilgiler hazırlamış bulunmaktayım. Sizlere manen ve maddeten yardımda bulunmak üzere istifadelerinize sunmuş bulunmaktayım.
Bu kitabımın içinde birçok kıymetli Dua ve şifa kelamları bulunmaktadır. Bunların her biri bilinmeyen manevi bir silahtır. Her kim ki bu silahı yanlış kullanır; kendisine faide, başkalarına veya haksız yere bir mazluma zarar verme niyetiyle bu işlemleri kullanan okurlarıma bizleri yoktan var eden Rabbimizin azabının ağır olacağını bir kez daha hatırlatır, böyle bir fiiliyatta bulunmak isteyenlerin suçlarının Mevla katında değerlendirip ceza ve mükâfatı Mevla’nın vereceğini hiçbir zaman unutmamalarını tavsiye ederim.
Kıymetli okurlarım bu gibi konulardan iyi bir netice alabilmek için yüce Mevla’mıza karşı, günahsız olarak yönelelim. Tövbesiz arzu ve istekte bulunmayalım. Büyük üstatlarımızı güzel bir münacatla ve Fatiha’yı şerifle yâd edelim. Ben acizin gönül dostu olarak; ona da bir hayır dua ile yâd ederek;
Nice yararlı nimette bulunmamın devamını dileyen siz okurlarıma, yüce Rabbimin rızasına uygun, hayra yönelik işlerinizde başarı dileklerimi samimiyetimle yüce Mevla’ya arz eylerim.
Yine sizlerin Yüce Mevla’ya halisane yaklaşmanız için sizlere tavsiyem şudur ki; istihare etmeden bir şeye kalkışmayınız, istihare Rabbimize açılan bir penceredir. İşte bu minval üzere çalışan kâmil bir insan için bu yolun iptidaisi de ve ahiri de mevlaya gider.
Biz bu kitabımızda insanlara kendi dilek ve ihtiyacını, üzüntü ve dertlerini dua yolu ile Allah ve Resulü’ne yalvararak, bağışlanarak ve iyi bir insan olarak nasıl elde edebileceğini elimizden geldiği ve dilimizin döndüğü kadar anlatmaya çalıştık.
Saygı değer okurlarım her kapının bir helayıkı görevlisi vardır; vakti gelince kapatır. İşte Yüce Mevla’mızın kapısının hiç bir zaman kapanmayacağını siz okurlarıma hatırlatmak isterim. Bu yolda tevfik Allah’tan ve takdir siz okurlarımdan.
Hepimizi Cenab-ı Mevla kendi merhametiyle acısın ve muhafaza eylesin. Amin.
Cenab-ı Hak ve Feyyaz-ı Mutlak, Kevnü Mekanı halk eden, hiç bir yardıma muhtaç olmadan kendi zatında kusursuz, hali ve zamanı değiştiren Cenab-ı Vacib’ül Vucud Hazretlerinenihayetsiz Hamdü Sena ve Resul'ü Kibriya, Habib-i Huda, Mefhari Mevcudat Bais-i Tekvin, Kainat-ı Aliyye, Ekmelü't Tahiyyat Efendimiz Hasretleriyle Ali ve Ashab-I Kiram Rıdvanullahi Teala Aleyhim Ecma'ıyn Hazaratına salat ü Selam hediye ettikten sonra bu aciz-ü pür taksir şu veçhile söze girmek ve takrir-i meram eylemek ister ki:
Hazret-i Allah Celle Celalühu ve amme nevalühu (Küntü kenzen mahfiyyen feahbebtüen 'u refe fehalaktü'l halka leu'ref).yani "Ben bir gizli hazine idim, bilinmeyi istedim şimdi bilinmekliğim için halkı halk eyledim" kelam'ı kudsiyyesi ile kainatı halk ve ibda' buyurmaktaki ilahi hikmet ve maksadını beyan ve i'lanı, kainatta da insanı eşref ve ekmel'i mahlukat olarak halk ve icad buyurmuştur. "Inni cailün fi'l-ardıhalifeh " yani "Ben arzda bir halife kılacağım" hitabı samedanisi ile melaike-i kirama insanın ulüvv-ü kadrini anlamaları için "inni a'lemü ma la ta'lemun" yani "Ben sizin bilmediğinizi bilirim" kelamıalisiyle de beşerin bilahare kürre-i arz üzerinde edeceği şeref makamını anlatmıştır. "inna aradne'l emanete" kavli kerimiyle emanete yani vahdaniyyet sırlarının sırrım arz ve sema, yerlerin ve göklerin tehammülden çekindikleri halde, insanın onu yüklendiğin beyan buyurmakla, beşerin eşref ve ekmeli mahlukat olduğundaki sırrı ayan buyurmuştur.
İşte vahdaniyyet sırlarının sırrım yüklenmiş olan Ademoğlunun İnsanî kerametleri muhafaza ve beşerî kemalatları idrak sayesinde bütün aleme icrayı tasarruf etmesinin inkarı gayr-ı kabildir.
Enbiya-ı İzam ve evliya-yı Kiram hazeratının hakikiliği bilinen mucize ve kerametlere işte bu tasarrufun zahiri bir eseridir.
Nazil olan kitapların sırları cem etmesi, bütün şifa ve rahmetin menbaı olan Kur'an-ı Kerim' in her bir ayeti, hatta kelime ve harfi fena bulmayan, bitmez tükenmez bir Havvas hazinesi olup bunlardan bin üçyüz küsür seneden beri istifaza ve istifade olunduğu, bu sayede ne büyük ve azim harikalar meydana geldiği gibi Islamiyetin zuhurundan evvel de kahinler ve rahipler Tevrat ve Incil-i Şerifin ayetleriyle keramet ibraz etmeye muvaffak olmuşlardır ki bu erbabı indinde malumdur.
Adem A.S.' ın inişinden zamanımıza kadar ayetlerin ve esmayı şerifelerin Havvassı, evrad ve ezkâr ile iştigal olunmuş, her zaman azm ve ciddiyet, tam bir itikad ve saf bir kalb ile okunan ve yazılan evrâd ve esmâdan vefk ve tılsımlardan matlub olan fai de istihsal olunmuştur.
Ruhun bekâsı âlem-i süflâda te'sirâtı eslâf indinde tasdik üzere olduğu halde geçen asırda bütün mukaddesâtı çürütmek, dinleri ortadan kaldırmak fikrine düşen bazı adamların çalışmaları neticesi olarak bunlar ceffelkalem inkâr edilmeye başlanmıştı. Fakat bugün fevkalâde bir ehemmiyet peyda eden "ervah ve münasebet" ilmi, bir asır evvelki itikad ve kanaatın doğru ve hakiki olduğunu yeniden teyid ve isbat eylemiştir.
Bugün Avrupa bilhassa Amerika'da ulemanın ve bilim adamlarının büyüklerimin bile tasdik ye itiraf ettikleri Manyetizma ('Mıknatısıyyet-i Insaniyye) ISPIRITIZMA (llmü'l-Ervah) bu kadar seneden beri malumumuz olan llm-i Havvas ve teshirden başka bir şey değildir.
Avrupalılar iradenin kuvvetini, o kuvvet sayesinde her şeye galebe ve tahakküm mümkün olduğunu (MANYETİZMA) kitaplarında söylüyorlar. Bu bizim Havvas kıraatindeki îtikad-ıtam ve ciddiyet lazımdır" dediğimizin aynıdır. "MANYETIZMA" ile "SÜKJESTİON" yani ilga-i fikir ve arzu bizim havvas ile teshir-i kalb ve fikirden başka birşey değildir. "İSPİRİTİZMA"da ervahın celbi, onlarla mükaleme, hatta onları müşahade, bizim havas ile ruhları davet usulümüzden gayri bir şey midir?
Bizde bir takım şarlatanlarla çıkıp halkı ifal ettiği gibi Avrupa'da da "MANYETİZMA" ve "İSPİRİTİZMA" şarlatanları vardır.
Demek ki ta eski zamandan beri bizde malum olan havas ilmini ve teshir edilen ilmi bir asır kadar redve inkâr eyledikten sonra, bugün Avrupa ve Amerika'da kabul ve tasdik ediyor. Bunları beyandan maksadımız bazı inkârcıların fikirlerini tenvir içindir.Yoksa Havass-ı Kurâniyye ve itikad-ı tam ile kıraat olunan evrad ü ezkâr ve esmânın te'siratı hakkında din erbabının hiç şüphesi yoktur.
Ulema ve Meşayıh-ı İzam taraflarından te'lif ve tertip olunup müruru zaman ile ötede beride zayi olmuş, istinsah edenlerin, cehalet eseri ve hatası olarak anlaşılmaz bir hale gelmiş, bir takım cühelanın elinde cer ve îfal vasıtası olmuş birçok kıymettar havas kitaplarında münderiç olup cümlesi mücerreb ve muhakkik bulunan büyük eserleri toplamak, Türkçe'ye tercüme ederek din kardeşlerime yadigar etmek arzusuna düşerek avn ü inayet-i bari ve Cenab-ı Peygamber Efendimizi^ ruhaniyyeti ile bu kitabı vücûda getirdim ve ismini "KENZ'UL HAVAS" ismi ile tesmiye eyledim. Mütalaa buyuracak ve ondan istifade ve istifâza edecek zevât-ı kiramdan bizi hayır ile yâd etmeleri talep ve arzu olunur.
Kıymetli okurlarım; elinizde bulunan Sırrıl Esrar Gizli Sırlar Hâzinesi isimli bu kıymetli kitabı sizlere hazırlamış bulunmaktayım. Bizi yoktan var eden yüce Rabbimin lütfü inayeti keremi ile bitirdim. Bu ilme gönül verip, kendisini çeşitli kitaplardan anlayıp yararlanmak üzere, büyük bir sıkıntı ve külfetle savaş halinde çaba gösterip, bir şeyler elde edemeden beyinsel ve maddesel düşüncelerin fayda vermediğini anladığında iflâs etmiş bir tacir gibi kendisini hesaba çekerek, bu müflisliğin nasıl giderebileceğini bu defa da günümüz ortamında çoğala gelen medyum veya yarım yamalak kisve sahiplerinin deneylerine bir müddet kendisi bir kez de onun avare edip yol alamayan düşüncelerine kendisini adapte edip böylece belirli bir zaman dilimini heba edip, yine önceki ifademizde bir müflis gibi kendisini bir çaresiz bulup tekrar çareler aramaya devam eder. İşte bu gibi insanlara yegâne tavsiyem, kendilerini canı gönülden bu gibi işlerin neticesini başarılı olarak elde etmenin yolu Hak ile Hak olmaktan geçer. Bu insanlara âcizane tavsiye ederim ki, kendilerini önce her sözün ve her işin bir külfeti vardır. Rahmani bir yoldan bu ilmi öğrenmenin ana temeli sabır, teslimiyet, hakkaniyetile en latif şekilde kendisini sevgi ile Rabbisine en güzel şekilde tarifi mümkün olmayacak bir övgü ile tenzih etmek kitabımızın içerisinde bulunan ismi azami ve bütün azameti sırları ile ilgili bir sınıflandırma cetveli hazırlanmış bulunmakta. Yapacağımız bir konu ile ilgili bölümleri kendi ihtiyacınıza uygun olan bir sıralama cetveli düzenleyerek işinizin mevzuatına uygun bir şeyi hazırlamış olursunuz. Burada sizlere bu kitabı hazırlarken bilerek veya bilmeyerek hataya yönelik bir aksaklık olduğu kanısına vardığınızda, Yüce Rabbimden ve siz saygıdeğer okurlarımdan bizleri bağışlayarak hoş görünüze sığınırım. Cenabı Allah bizleri, nefsimizin isteği gibi değil de kendisinin istediği ve sevgili habibinin gösterdiği gibi, kendisine de kulluk eden ve bu sayede rızasını kazanıp cennet ve cemaliyle şereflendirdiği kullarından eylesin. Amin.
Bihürmeti seyyidi’l-mürselin. Velhamdü lillahi Rabbil-âlemin.
Sevgili okurlarım, merakım ve mesleğim dolayısıyla nice kitaplar karıştırdım, nice üstatlar dinledim. Bizlere miras bırakan kıymetli ustalarıma yüce Mevla’dan ölenlere rahmet, hayatta olanlara da uzun ömürler diler; feyiz ve bereketlerinden biz acizlerin faydalanması dileğiyle.
Kardeşlerim; değişik konular üzerinde durarak birçok konuları siz okurlarıma hazır yenilir bir lokma haline getirdim. Bu kitabımda da veya diğer kitaplarımda ki amacım siz meraklı okurlarıma merakınız mucibince her türlü hacet ve isteğinize cevap verecek şekilde bilgiler hazırlamış bulunmaktayım. Sizlere manen ve maddeten yardımda bulunmak üzere istifadelerinize sunmuş bulunmaktayım.
Bu kitabımın içinde birçok kıymetli Dua ve şifa kelamları bulunmaktadır. Bunların her biri bilinmeyen manevi bir silahtır. Her kim ki bu silahı yanlış kullanır; kendisine faide, başkalarına veya haksız yere bir mazluma zarar verme niyetiyle bu işlemleri kullanan okurlarıma bizleri yoktan var eden Rabbimizin azabının ağır olacağını bir kez daha hatırlatır, böyle bir fiiliyatta bulunmak isteyenlerin suçlarının Mevla katında değerlendirip ceza ve mükâfatı Mevla’nın vereceğini hiçbir zaman unutmamalarını tavsiye ederim.
Kıymetli okurlarım bu gibi konulardan iyi bir netice alabilmek için yüce Mevla’mıza karşı, günahsız olarak yönelelim. Tövbesiz arzu ve istekte bulunmayalım. Büyük üstatlarımızı güzel bir münacatla ve Fatiha’yı şerifle yâd edelim. Ben acizin gönül dostu olarak; ona da bir hayır dua ile yâd ederek;
Nice yararlı nimette bulunmamın devamını dileyen siz okurlarıma, yüce Rabbimin rızasına uygun, hayra yönelik işlerinizde başarı dileklerimi samimiyetimle yüce Mevla’ya arz eylerim.
Yine sizlerin Yüce Mevla’ya halisane yaklaşmanız için sizlere tavsiyem şudur ki; istihare etmeden bir şeye kalkışmayınız, istihare Rabbimize açılan bir penceredir. İşte bu minval üzere çalışan kâmil bir insan için bu yolun iptidaisi de ve ahiri de mevlaya gider.
Biz bu kitabımızda insanlara kendi dilek ve ihtiyacını, üzüntü ve dertlerini dua yolu ile Allah ve Resulü’ne yalvararak, bağışlanarak ve iyi bir insan olarak nasıl elde edebileceğini elimizden geldiği ve dilimizin döndüğü kadar anlatmaya çalıştık.
Saygı değer okurlarım her kapının bir helayıkı görevlisi vardır; vakti gelince kapatır. İşte Yüce Mevla’mızın kapısının hiç bir zaman kapanmayacağını siz okurlarıma hatırlatmak isterim. Bu yolda tevfik Allah’tan ve takdir siz okurlarımdan.
Hepimizi Cenab-ı Mevla kendi merhametiyle acısın ve muhafaza eylesin. Amin.
Cenab-ı Hak ve Feyyaz-ı Mutlak, Kevnü Mekanı halk eden, hiç bir yardıma muhtaç olmadan kendi zatında kusursuz, hali ve zamanı değiştiren Cenab-ı Vacib’ül Vucud Hazretlerinenihayetsiz Hamdü Sena ve Resul'ü Kibriya, Habib-i Huda, Mefhari Mevcudat Bais-i Tekvin, Kainat-ı Aliyye, Ekmelü't Tahiyyat Efendimiz Hasretleriyle Ali ve Ashab-I Kiram Rıdvanullahi Teala Aleyhim Ecma'ıyn Hazaratına salat ü Selam hediye ettikten sonra bu aciz-ü pür taksir şu veçhile söze girmek ve takrir-i meram eylemek ister ki:
Hazret-i Allah Celle Celalühu ve amme nevalühu (Küntü kenzen mahfiyyen feahbebtüen 'u refe fehalaktü'l halka leu'ref).yani "Ben bir gizli hazine idim, bilinmeyi istedim şimdi bilinmekliğim için halkı halk eyledim" kelam'ı kudsiyyesi ile kainatı halk ve ibda' buyurmaktaki ilahi hikmet ve maksadını beyan ve i'lanı, kainatta da insanı eşref ve ekmel'i mahlukat olarak halk ve icad buyurmuştur. "Inni cailün fi'l-ardıhalifeh " yani "Ben arzda bir halife kılacağım" hitabı samedanisi ile melaike-i kirama insanın ulüvv-ü kadrini anlamaları için "inni a'lemü ma la ta'lemun" yani "Ben sizin bilmediğinizi bilirim" kelamıalisiyle de beşerin bilahare kürre-i arz üzerinde edeceği şeref makamını anlatmıştır. "inna aradne'l emanete" kavli kerimiyle emanete yani vahdaniyyet sırlarının sırrım arz ve sema, yerlerin ve göklerin tehammülden çekindikleri halde, insanın onu yüklendiğin beyan buyurmakla, beşerin eşref ve ekmeli mahlukat olduğundaki sırrı ayan buyurmuştur.
İşte vahdaniyyet sırlarının sırrım yüklenmiş olan Ademoğlunun İnsanî kerametleri muhafaza ve beşerî kemalatları idrak sayesinde bütün aleme icrayı tasarruf etmesinin inkarı gayr-ı kabildir.
Enbiya-ı İzam ve evliya-yı Kiram hazeratının hakikiliği bilinen mucize ve kerametlere işte bu tasarrufun zahiri bir eseridir.
Nazil olan kitapların sırları cem etmesi, bütün şifa ve rahmetin menbaı olan Kur'an-ı Kerim' in her bir ayeti, hatta kelime ve harfi fena bulmayan, bitmez tükenmez bir Havvas hazinesi olup bunlardan bin üçyüz küsür seneden beri istifaza ve istifade olunduğu, bu sayede ne büyük ve azim harikalar meydana geldiği gibi Islamiyetin zuhurundan evvel de kahinler ve rahipler Tevrat ve Incil-i Şerifin ayetleriyle keramet ibraz etmeye muvaffak olmuşlardır ki bu erbabı indinde malumdur.
Adem A.S.' ın inişinden zamanımıza kadar ayetlerin ve esmayı şerifelerin Havvassı, evrad ve ezkâr ile iştigal olunmuş, her zaman azm ve ciddiyet, tam bir itikad ve saf bir kalb ile okunan ve yazılan evrâd ve esmâdan vefk ve tılsımlardan matlub olan fai de istihsal olunmuştur.
Ruhun bekâsı âlem-i süflâda te'sirâtı eslâf indinde tasdik üzere olduğu halde geçen asırda bütün mukaddesâtı çürütmek, dinleri ortadan kaldırmak fikrine düşen bazı adamların çalışmaları neticesi olarak bunlar ceffelkalem inkâr edilmeye başlanmıştı. Fakat bugün fevkalâde bir ehemmiyet peyda eden "ervah ve münasebet" ilmi, bir asır evvelki itikad ve kanaatın doğru ve hakiki olduğunu yeniden teyid ve isbat eylemiştir.
Bugün Avrupa bilhassa Amerika'da ulemanın ve bilim adamlarının büyüklerimin bile tasdik ye itiraf ettikleri Manyetizma ('Mıknatısıyyet-i Insaniyye) ISPIRITIZMA (llmü'l-Ervah) bu kadar seneden beri malumumuz olan llm-i Havvas ve teshirden başka bir şey değildir.
Avrupalılar iradenin kuvvetini, o kuvvet sayesinde her şeye galebe ve tahakküm mümkün olduğunu (MANYETİZMA) kitaplarında söylüyorlar. Bu bizim Havvas kıraatindeki îtikad-ıtam ve ciddiyet lazımdır" dediğimizin aynıdır. "MANYETIZMA" ile "SÜKJESTİON" yani ilga-i fikir ve arzu bizim havvas ile teshir-i kalb ve fikirden başka birşey değildir. "İSPİRİTİZMA"da ervahın celbi, onlarla mükaleme, hatta onları müşahade, bizim havas ile ruhları davet usulümüzden gayri bir şey midir?
Bizde bir takım şarlatanlarla çıkıp halkı ifal ettiği gibi Avrupa'da da "MANYETİZMA" ve "İSPİRİTİZMA" şarlatanları vardır.
Demek ki ta eski zamandan beri bizde malum olan havas ilmini ve teshir edilen ilmi bir asır kadar redve inkâr eyledikten sonra, bugün Avrupa ve Amerika'da kabul ve tasdik ediyor. Bunları beyandan maksadımız bazı inkârcıların fikirlerini tenvir içindir.Yoksa Havass-ı Kurâniyye ve itikad-ı tam ile kıraat olunan evrad ü ezkâr ve esmânın te'siratı hakkında din erbabının hiç şüphesi yoktur.
Ulema ve Meşayıh-ı İzam taraflarından te'lif ve tertip olunup müruru zaman ile ötede beride zayi olmuş, istinsah edenlerin, cehalet eseri ve hatası olarak anlaşılmaz bir hale gelmiş, bir takım cühelanın elinde cer ve îfal vasıtası olmuş birçok kıymettar havas kitaplarında münderiç olup cümlesi mücerreb ve muhakkik bulunan büyük eserleri toplamak, Türkçe'ye tercüme ederek din kardeşlerime yadigar etmek arzusuna düşerek avn ü inayet-i bari ve Cenab-ı Peygamber Efendimizi^ ruhaniyyeti ile bu kitabı vücûda getirdim ve ismini "KENZ'UL HAVAS" ismi ile tesmiye eyledim. Mütalaa buyuracak ve ondan istifade ve istifâza edecek zevât-ı kiramdan bizi hayır ile yâd etmeleri talep ve arzu olunur.