Bu kitapta; bitmemiş, unutulmamış, iyileşmemiş bir hikaye okuyacaksınız… Bir 12 Eylül yüzleşmesi… Eğer yüzleşebilseydik o dönemle, eğer bir Yüzleşme Mahkemesi kurabilseydik, Selma ablanın sesini orada duyacaktınız. Kadının yaşadığının, kadına yaşatılanın farklı olduğunu bilip, Kadın Mahkemeleri kurabilseydik; “Kardeşimi ben değil, 12 Eylül öldürdü” diyen Elif ablanın çığlığını izleyecektiniz. Mahir Çakır'ın1 ablalarının bir türlü anlatamadığı, bir türlü affedemediği kardeş yitiminin çözüm adresi o mahkemeler... Diyarbakır 5 Nolu önündeki annelerin, cezaevi önünde değil de, tanık ve hesap soran sandalyesinde olması gereken o mahkeme… Veya Mamak Kadın Koğuşu'nun kadınlarının, dünmüş gibi anlattıkları veya saklı tuttukları cümlelerinin kayda geçitiği bir mahkeme… Memleketin her bir köşesinden bildiğimiz bilmediğimiz yüzlerce, binlerce ve çarpan etkisiyle milyonlarca insanın biriktirdiği sözün dökülmesi gereken o mahkeme…
Bu kitapta; bitmemiş, unutulmamış, iyileşmemiş bir hikaye okuyacaksınız… Bir 12 Eylül yüzleşmesi… Eğer yüzleşebilseydik o dönemle, eğer bir Yüzleşme Mahkemesi kurabilseydik, Selma ablanın sesini orada duyacaktınız. Kadının yaşadığının, kadına yaşatılanın farklı olduğunu bilip, Kadın Mahkemeleri kurabilseydik; “Kardeşimi ben değil, 12 Eylül öldürdü” diyen Elif ablanın çığlığını izleyecektiniz. Mahir Çakır'ın1 ablalarının bir türlü anlatamadığı, bir türlü affedemediği kardeş yitiminin çözüm adresi o mahkemeler... Diyarbakır 5 Nolu önündeki annelerin, cezaevi önünde değil de, tanık ve hesap soran sandalyesinde olması gereken o mahkeme… Veya Mamak Kadın Koğuşu'nun kadınlarının, dünmüş gibi anlattıkları veya saklı tuttukları cümlelerinin kayda geçitiği bir mahkeme… Memleketin her bir köşesinden bildiğimiz bilmediğimiz yüzlerce, binlerce ve çarpan etkisiyle milyonlarca insanın biriktirdiği sözün dökülmesi gereken o mahkeme…