Yer: Pentagon Savunma Bakanı Rumsfeld'in Ofisi
Tarih: 1 Mart 2003 Washington saatiyle sabah 11.00
Savunma Bakanı Donald Rumsfeld'in ofisinde, sakin bir bekleyiş vardı.
Bir yanda Rumsfeld, Pentagon'un iki numarası Paul Wolfowitz, ABD Kongresi'nin Cumhuriyetçi kanadından bir temsilci ve 5-6 askeri ve sivil danışman.
Herkesin kulağı Ankara'dan, TBMM'deki tezkere oylamasından gelecek sonuçta.
Odada çok olumlu bir hava esiyor. Genelde herkes ‘Türkler bizi bu konuda epey uğraştırdı ama sonunda oldu' düşüncesinde.
Sakin atmosferi çalan telefon bozdu.
Telefon Ankara'daki büyükelçilikten geliyordu. Arayan yetkili, tezkere oylamasının sonuçlandığını ve 250 ret oyuna karşılık 264 kabul oyu ile tezkerenin kabul edildiğini söylüyordu.
Bir anda herkesin yüzü güldü ve birbirlerini kutlamaya başladılar.
Türkleri ikna etmeyi başarmışlardı...
Tüm gözler, zafer kazanmış bir komutan edasıyla tebrikleri kabul etmekte olan Paul Wolfowitz'teydi.
Odadaki zafer havasını yeniden çalan telefon kesti.
Arayan yine Ankara'ydı ve kesin sonucu açıklıyordu.
“Teknik bir konu ama kabul edilmedi...”
Odada bir anda sessizlik oldu.
Sadece kimin ağzından çıktığı belli olmayan “damn” (kahretsin) sözcüğü yankılanmıştı duvarlarda...
Pentagon'un bir başka köşesindeki ofisinden gelişmeleri izleyen diğer bir yetkili, haberi alır almaz telefona sarıldı ve bir Türk ‘arkadaşına' bağırdı:
”Söyle onlara, bize 3 darbe borçları vardı. Böyle mi ödenir bu borç!..”
Yer: Pentagon Savunma Bakanı Rumsfeld'in Ofisi
Tarih: 1 Mart 2003 Washington saatiyle sabah 11.00
Savunma Bakanı Donald Rumsfeld'in ofisinde, sakin bir bekleyiş vardı.
Bir yanda Rumsfeld, Pentagon'un iki numarası Paul Wolfowitz, ABD Kongresi'nin Cumhuriyetçi kanadından bir temsilci ve 5-6 askeri ve sivil danışman.
Herkesin kulağı Ankara'dan, TBMM'deki tezkere oylamasından gelecek sonuçta.
Odada çok olumlu bir hava esiyor. Genelde herkes ‘Türkler bizi bu konuda epey uğraştırdı ama sonunda oldu' düşüncesinde.
Sakin atmosferi çalan telefon bozdu.
Telefon Ankara'daki büyükelçilikten geliyordu. Arayan yetkili, tezkere oylamasının sonuçlandığını ve 250 ret oyuna karşılık 264 kabul oyu ile tezkerenin kabul edildiğini söylüyordu.
Bir anda herkesin yüzü güldü ve birbirlerini kutlamaya başladılar.
Türkleri ikna etmeyi başarmışlardı...
Tüm gözler, zafer kazanmış bir komutan edasıyla tebrikleri kabul etmekte olan Paul Wolfowitz'teydi.
Odadaki zafer havasını yeniden çalan telefon kesti.
Arayan yine Ankara'ydı ve kesin sonucu açıklıyordu.
“Teknik bir konu ama kabul edilmedi...”
Odada bir anda sessizlik oldu.
Sadece kimin ağzından çıktığı belli olmayan “damn” (kahretsin) sözcüğü yankılanmıştı duvarlarda...
Pentagon'un bir başka köşesindeki ofisinden gelişmeleri izleyen diğer bir yetkili, haberi alır almaz telefona sarıldı ve bir Türk ‘arkadaşına' bağırdı:
”Söyle onlara, bize 3 darbe borçları vardı. Böyle mi ödenir bu borç!..”