"Seni pençemle kavradığım gibi Kaf Dağı'nın arkasına atarım. Dış Deniz'in ötesine fırlatırım. Zaten sen başka alemlere seyahat etmiyor musun? O gezdiğin yerler sanki Kaf Dağı'nın arkasından yakın mı sanıyorsun? Hem ben seni zevk ve sefa alemlerine gönderip geri getiriyorum. İstesem ceza alemlerine götürüp bir daha geri getirmem, ebedi azap içinde bırakırım. Aklını başına topla ve ona göre davran!..."
1877 yılında Ahmet Mithat Efendi yönetimindeki Tercüman-ı Hakikat gazetesindeki tefrika edilen Çengi romanı hakkında Ahmet Hamdi Tanpınar şöyle der: "Çengi'deki buluş daha büyüktür. Cervantes'in kahramanı, şövalyelik romanını okuyarak çıldırmıştır. Mithat Efendi, Çengi'de bunu kendiliğinden bulur. Böylece romancılık sanatının kaynağında, yani istersek hissi yahut da hayali terbiye edeceğimiz başlangıca varmış olur..."
"Seni pençemle kavradığım gibi Kaf Dağı'nın arkasına atarım. Dış Deniz'in ötesine fırlatırım. Zaten sen başka alemlere seyahat etmiyor musun? O gezdiğin yerler sanki Kaf Dağı'nın arkasından yakın mı sanıyorsun? Hem ben seni zevk ve sefa alemlerine gönderip geri getiriyorum. İstesem ceza alemlerine götürüp bir daha geri getirmem, ebedi azap içinde bırakırım. Aklını başına topla ve ona göre davran!..."
1877 yılında Ahmet Mithat Efendi yönetimindeki Tercüman-ı Hakikat gazetesindeki tefrika edilen Çengi romanı hakkında Ahmet Hamdi Tanpınar şöyle der: "Çengi'deki buluş daha büyüktür. Cervantes'in kahramanı, şövalyelik romanını okuyarak çıldırmıştır. Mithat Efendi, Çengi'de bunu kendiliğinden bulur. Böylece romancılık sanatının kaynağında, yani istersek hissi yahut da hayali terbiye edeceğimiz başlangıca varmış olur..."