Karşı konamıyordu fırtınaya, direnmeye çalışan bir avuç insanı saymazsak eğer. Sanki hayat sonbahar mevsimine tutsak düşmüştü. Aralıksız tek tek düşüyordu yapraklar. Koca çınarlar devriliyor, dilsiz hikâyelere dönüşüyordu… Artık vicdanlar, yaşamın sancılarıyla yorulmuş bir kalbin durma noktasına gelişi gibi yavaş yavaş tükeniyor ve insanlığı kendi sonuna alıştırıyordu. Herkes başkasının acısına sadece bakıyordu. Nedendi bu hayat denen yolculuk, ne içindi? Bu soruların cevapları zamanla silinmiş, yerlerine bu çağın telkinleri geçmişti.
Karşı konamıyordu fırtınaya, direnmeye çalışan bir avuç insanı saymazsak eğer. Sanki hayat sonbahar mevsimine tutsak düşmüştü. Aralıksız tek tek düşüyordu yapraklar. Koca çınarlar devriliyor, dilsiz hikâyelere dönüşüyordu… Artık vicdanlar, yaşamın sancılarıyla yorulmuş bir kalbin durma noktasına gelişi gibi yavaş yavaş tükeniyor ve insanlığı kendi sonuna alıştırıyordu. Herkes başkasının acısına sadece bakıyordu. Nedendi bu hayat denen yolculuk, ne içindi? Bu soruların cevapları zamanla silinmiş, yerlerine bu çağın telkinleri geçmişti.