“Bu ülkede artık milletin sözü geçiyor. Bu ülkede artık seçkinlerin değil, benim milletimin, kardeşlerimin sözü geçiyor.”
Recep Tayyip ErdoğanMillet”ten kimi anlıyoruz? Türkiye'nin son on yılında, AKP iktidarı döneminde, ulusal kimlik tanımı nasıl değişti? Din, ulusal kimlik tanımı içinde nasıl bir yer ve anlam edindi? Büke Koyuncu, bu soruların cevabını ararken sadece genel politik söyleme bakmıyor,bir dizi özgül konuyu ve pratiği mercek altına alıyor: İstanbul'un Fethi Kutlamaları ve Bir İslâm imparatorluğu olarak Osmanlı... “Mehmet Âkif Ersoy Yılı” ve ulusal kuruluş anlatısında İslâm vurgusu... “Milletin Adamları” Kampanyası ve “Halkı Halk Yapan İslâm” mefhumu... Kutlu Doğum Haftası ve toplumsal şiddete karşı merhamet anlayışı... Kürt Meselesi ve “Yaratılanı Yaratandan Ötürü Sevmek” şiârı... Serbest piyasanın telafisi olarak “Komşusu açken tok yatan bizden değildir” hadisi... “Medeniyetler İttifakı” ve İslâm medeniyetini temsil iddiası... “Uluslararası Türkçe Olimpiyatları”... Kitap, dinin ulusal kimlik tahayyülünde kazandığı kilit konumun, doğrudan doğruya toplumun dindarlaşması anlamına gelmediğini de gösteriyor. Ulusal kimliği İslâmîleştirerek yeniden pekiştirirken, İslâm algısının da sekülerleşmesine hizmet eden bir süreç bu. Ulusal kimliği
tanımlama politikasının, bir toplumsal iktidar mücadelesinin yansıması olduğunu da görüyoruz.
Büke Koyuncu, Türkiye'de ulusal kimliğin ve milliyetçiliğin tarihsel dönüşüm seyrine ışık tutarken, aynı zamanda AKP popülizmi ve “muhafazakâr demokrasi” projesi hakkında kapsamlı bir analiz sunuyor.
“Bu ülkede artık milletin sözü geçiyor. Bu ülkede artık seçkinlerin değil, benim milletimin, kardeşlerimin sözü geçiyor.”
Recep Tayyip ErdoğanMillet”ten kimi anlıyoruz? Türkiye'nin son on yılında, AKP iktidarı döneminde, ulusal kimlik tanımı nasıl değişti? Din, ulusal kimlik tanımı içinde nasıl bir yer ve anlam edindi? Büke Koyuncu, bu soruların cevabını ararken sadece genel politik söyleme bakmıyor,bir dizi özgül konuyu ve pratiği mercek altına alıyor: İstanbul'un Fethi Kutlamaları ve Bir İslâm imparatorluğu olarak Osmanlı... “Mehmet Âkif Ersoy Yılı” ve ulusal kuruluş anlatısında İslâm vurgusu... “Milletin Adamları” Kampanyası ve “Halkı Halk Yapan İslâm” mefhumu... Kutlu Doğum Haftası ve toplumsal şiddete karşı merhamet anlayışı... Kürt Meselesi ve “Yaratılanı Yaratandan Ötürü Sevmek” şiârı... Serbest piyasanın telafisi olarak “Komşusu açken tok yatan bizden değildir” hadisi... “Medeniyetler İttifakı” ve İslâm medeniyetini temsil iddiası... “Uluslararası Türkçe Olimpiyatları”... Kitap, dinin ulusal kimlik tahayyülünde kazandığı kilit konumun, doğrudan doğruya toplumun dindarlaşması anlamına gelmediğini de gösteriyor. Ulusal kimliği İslâmîleştirerek yeniden pekiştirirken, İslâm algısının da sekülerleşmesine hizmet eden bir süreç bu. Ulusal kimliği
tanımlama politikasının, bir toplumsal iktidar mücadelesinin yansıması olduğunu da görüyoruz.
Büke Koyuncu, Türkiye'de ulusal kimliğin ve milliyetçiliğin tarihsel dönüşüm seyrine ışık tutarken, aynı zamanda AKP popülizmi ve “muhafazakâr demokrasi” projesi hakkında kapsamlı bir analiz sunuyor.