İlkokul 1de Cin Ali ile Berber Fili okuduktan sonraki
yaşadığım hayal kırıklığından beri böyledir... Kitaplara
inanayım mı inanmayayım mı hiç bilemedim. O soğutan
eserde Cin Ali , sahnede birini tıraş eden fille
arkadaşlık ediyordu. Ben de kendi kendime "Ulan bu Cin
Ali ya Macar asıllı ya da bizi yiyolar... Ne fili ne
sirki ya? Bu sirk nerde, ben hiç görmedim... Ne bohem
hikaye imiş anasını satayım," diyordum... Beni
inandıramamıştı.
O günden beri yazarı önceden taslak halinde
göndermedikçe kitap okumam.
Bu elinizdeki eseri çocukken hiç sirke gitmememden sebep
okudum... İlgili fikrim ise şu; Burada da sirk teması
var, fili var, maymunu var, palyaçosu var, köpeği var,
her türlü sihirbazı var, atı var, kelebeği var... Malı
(kitapevine göre emtia) görünce dedim ki "Eyvah... yine
mi sirk?" Korktum... Sonra bir baktım ki... Bu sirk
yalan sirk değil.Yabancı sirk değil. Maymunu tanıdık...
sihirbazı tanıdık... köpeği tanıdık... atı tanıdık... e
ulan fili de tanıdık... Bir bakarım ki ne göreyim,
"tıraşı" da tanıdık...
Ben edebiyata övgü yazamayacak kadar cahil olduğumdan,
yazımı Johann Faberden bir alıntı ile bitiriyorum:
"Kurban olam kalem tutan ellere"
Cem Yılmaz / (32) serbest meslek
Reşat Çalışların romanı, genç ve entelektüel bir
abazanın, önce Türkiyenin, sonra da tüm dünyanın hakimi
oluşunun popüler kültür, Türk Pop Müziği, Nalan ve Ebru
Gündeş şarkıları, Kral TV VJleri, magazin
programlarındaki mankenler ve playboyları da içeren
komik ve heyecanlı öyküsü.
Bu kitap, hem günümüz Türkiyesinin olağanüstü somut bir
panoramasını çiziyor hem de okurları tuhaf
mizahi-fantastik dünyalara sürüklüyor. Türkiyeye özgü
bir acının, komedinin ve düş gücünün kitabı. Türk
edebiyatının asla girmediği, Türk ruhunun ise asla
girmeden edemediği konulara el atan bir kitap. Mizahi,
eğlenceli, fantastik, pop, yer yer absürd bir içeriğe
sahip olmakla birlikte, Türkiyenin son 25 yıllık sosyal
tarihine yönelik ciddi gözlemler, eleştiriler ve
analizler de içeren çok renkli ve çok sesli bir roman.
İlkokul 1de Cin Ali ile Berber Fili okuduktan sonraki
yaşadığım hayal kırıklığından beri böyledir... Kitaplara
inanayım mı inanmayayım mı hiç bilemedim. O soğutan
eserde Cin Ali , sahnede birini tıraş eden fille
arkadaşlık ediyordu. Ben de kendi kendime "Ulan bu Cin
Ali ya Macar asıllı ya da bizi yiyolar... Ne fili ne
sirki ya? Bu sirk nerde, ben hiç görmedim... Ne bohem
hikaye imiş anasını satayım," diyordum... Beni
inandıramamıştı.
O günden beri yazarı önceden taslak halinde
göndermedikçe kitap okumam.
Bu elinizdeki eseri çocukken hiç sirke gitmememden sebep
okudum... İlgili fikrim ise şu; Burada da sirk teması
var, fili var, maymunu var, palyaçosu var, köpeği var,
her türlü sihirbazı var, atı var, kelebeği var... Malı
(kitapevine göre emtia) görünce dedim ki "Eyvah... yine
mi sirk?" Korktum... Sonra bir baktım ki... Bu sirk
yalan sirk değil.Yabancı sirk değil. Maymunu tanıdık...
sihirbazı tanıdık... köpeği tanıdık... atı tanıdık... e
ulan fili de tanıdık... Bir bakarım ki ne göreyim,
"tıraşı" da tanıdık...
Ben edebiyata övgü yazamayacak kadar cahil olduğumdan,
yazımı Johann Faberden bir alıntı ile bitiriyorum:
"Kurban olam kalem tutan ellere"
Cem Yılmaz / (32) serbest meslek
Reşat Çalışların romanı, genç ve entelektüel bir
abazanın, önce Türkiyenin, sonra da tüm dünyanın hakimi
oluşunun popüler kültür, Türk Pop Müziği, Nalan ve Ebru
Gündeş şarkıları, Kral TV VJleri, magazin
programlarındaki mankenler ve playboyları da içeren
komik ve heyecanlı öyküsü.
Bu kitap, hem günümüz Türkiyesinin olağanüstü somut bir
panoramasını çiziyor hem de okurları tuhaf
mizahi-fantastik dünyalara sürüklüyor. Türkiyeye özgü
bir acının, komedinin ve düş gücünün kitabı. Türk
edebiyatının asla girmediği, Türk ruhunun ise asla
girmeden edemediği konulara el atan bir kitap. Mizahi,
eğlenceli, fantastik, pop, yer yer absürd bir içeriğe
sahip olmakla birlikte, Türkiyenin son 25 yıllık sosyal
tarihine yönelik ciddi gözlemler, eleştiriler ve
analizler de içeren çok renkli ve çok sesli bir roman.