“Aşk, alçalmaktır” demişti arkadaşım. Sevgilisinden ayrılmadan hemen önceleri ağzından dökülmüştü bu sözcükler. Şimdi düşünüyorum da, alçalmak biraz haksızlık gibime geliyor. Çünkü alçalmak,alçaklığı getiriyor akla. Oysa her aşık, dibe vurur yalnızca. Yaşadıklarıyla birlikte dibe iner. Onun ağırlığı, ayağına taş bağlayıp denize atlayan birinden farksızdır görünüşte. Her ikisinin de yolculuğu dibe doğrudur. Hem de büyük bir hızla.
(...)
Bir başınasınızdır çoğu zaman. Aklı es geçmişsinizdir, bunun acısını çekersiniz. Aklın nerdeydi bunca zaman, diye sorduklarında, yüreğinizi gösterirsiniz, kimseler görmez. Bilmez neler çektiğinizi. Ya da bilmezden gelir, sizi, size bırakıp giderler.
(...) Sonra bir çıkış ararsınız. Dibe vurmuşken, daha dipleri zorlarsınız. Kimse size akıl erdiremezken, bu cesaret verir, neden bilmem ama hep öyle olur.”
“Aşk, alçalmaktır” demişti arkadaşım. Sevgilisinden ayrılmadan hemen önceleri ağzından dökülmüştü bu sözcükler. Şimdi düşünüyorum da, alçalmak biraz haksızlık gibime geliyor. Çünkü alçalmak,alçaklığı getiriyor akla. Oysa her aşık, dibe vurur yalnızca. Yaşadıklarıyla birlikte dibe iner. Onun ağırlığı, ayağına taş bağlayıp denize atlayan birinden farksızdır görünüşte. Her ikisinin de yolculuğu dibe doğrudur. Hem de büyük bir hızla.
(...)
Bir başınasınızdır çoğu zaman. Aklı es geçmişsinizdir, bunun acısını çekersiniz. Aklın nerdeydi bunca zaman, diye sorduklarında, yüreğinizi gösterirsiniz, kimseler görmez. Bilmez neler çektiğinizi. Ya da bilmezden gelir, sizi, size bırakıp giderler.
(...) Sonra bir çıkış ararsınız. Dibe vurmuşken, daha dipleri zorlarsınız. Kimse size akıl erdiremezken, bu cesaret verir, neden bilmem ama hep öyle olur.”