Bree Prescott, Maine’in küçük bir kasabası olan Pelion’a geldiğinde tek arzusu yaşadığı her şeyi ardında bırakmaktı. Yağmurun sesini. Kanı. Teninde hissettiği o buz gibi namluyu. Altı aydır aldığı her soluk ona kendisinin hayatta kaldığını, babasınınsa öldüğünü hatırlatıyordu. Şimdiyse kendini yeniden güvende hissetmeye başlamıştı. Ama Archer Hale’le tanıştığı an dünyasının değişeceğinden ve bir daha asla eski hâline dönmeyeceğinden habersizdi.
Bree onun dünyasına bodoslama dalana kadar Archer kimseyle iletişim kurmuyordu. Ancak yakışıklı yüzü, etkileyici bakışları ve işaret diliyle kurduğu iletişimle Bree’nin üzerinde kendisinin bile tahmin edemeyeceği bir etki bırakacaktı. Ama Pelion sırlarla ve ihanetlerle dolu bir kasabaydı ve tüm bunların merkezinde de Archer vardı.
Kendi acılarının kozasında yaşayan tutkulu ve yaralı bu iki insan, iyileşmenin ve yaşamaya devam etmenin yolunu belki de Archer’ın sessizliğinde bulacaklardı.
Bree Prescott, Maine’in küçük bir kasabası olan Pelion’a geldiğinde tek arzusu yaşadığı her şeyi ardında bırakmaktı. Yağmurun sesini. Kanı. Teninde hissettiği o buz gibi namluyu. Altı aydır aldığı her soluk ona kendisinin hayatta kaldığını, babasınınsa öldüğünü hatırlatıyordu. Şimdiyse kendini yeniden güvende hissetmeye başlamıştı. Ama Archer Hale’le tanıştığı an dünyasının değişeceğinden ve bir daha asla eski hâline dönmeyeceğinden habersizdi.
Bree onun dünyasına bodoslama dalana kadar Archer kimseyle iletişim kurmuyordu. Ancak yakışıklı yüzü, etkileyici bakışları ve işaret diliyle kurduğu iletişimle Bree’nin üzerinde kendisinin bile tahmin edemeyeceği bir etki bırakacaktı. Ama Pelion sırlarla ve ihanetlerle dolu bir kasabaydı ve tüm bunların merkezinde de Archer vardı.
Kendi acılarının kozasında yaşayan tutkulu ve yaralı bu iki insan, iyileşmenin ve yaşamaya devam etmenin yolunu belki de Archer’ın sessizliğinde bulacaklardı.