İkinci Dünya Savaşı sonrasında dünyanın yoksullarının (Azgelişmiş Ülkeler) zenginlerin dünyasına ortak olabileceklerine dair iyimser beklentiler geçerli oldu. Üçüncü Dünya Ülkeleri, "karşılıklı bağımlılık" koşullarında Batının zenginliğini yakalamayı umut ediyorlardı... Bu tür iyimser beklentilerin bir kuruntudan ibaret olduğu çok zaman geçmeden anlaşıldı... 1980'li yıllara gelindiğinde kalkınmacı devlet'in yerini "yeniden kompradorlaşmış" rejimler alıyordu. Artık kalkınmadan değil de 'uyumdan' söz ediliyor. Transnasyonal firmaların hareketine uyum sağlamanın, yoksullar tarafından bakıldığında anlamı, beş yüz yıllık yağmanın kaldığı yerden devam etmesidir.
İkinci Dünya Savaşı sonrasında dünyanın yoksullarının (Azgelişmiş Ülkeler) zenginlerin dünyasına ortak olabileceklerine dair iyimser beklentiler geçerli oldu. Üçüncü Dünya Ülkeleri, "karşılıklı bağımlılık" koşullarında Batının zenginliğini yakalamayı umut ediyorlardı... Bu tür iyimser beklentilerin bir kuruntudan ibaret olduğu çok zaman geçmeden anlaşıldı... 1980'li yıllara gelindiğinde kalkınmacı devlet'in yerini "yeniden kompradorlaşmış" rejimler alıyordu. Artık kalkınmadan değil de 'uyumdan' söz ediliyor. Transnasyonal firmaların hareketine uyum sağlamanın, yoksullar tarafından bakıldığında anlamı, beş yüz yıllık yağmanın kaldığı yerden devam etmesidir.