SAVAŞ SADECE TOPLA, TÜFEKLE KAZANILMAZ!
MÖ 1184'teki Truva Savaşı'ndan MS 1991'deki Körfez Savaşı'na kadar tarihin önemli on beş savaşının ele alındığı bu kitapta aptallık veya şans fakörünün tarihin akışını nasıl değiştirdiği anlatılıyor. Zaten aptallık ya da şans denilen şey nedir ki? Bir taraf için aptallık olan karşı taraf için şans değil midir? Ya da tam tersi...
Çok renkli anektodlarla ve öykülerle aktarılan bu savaşlarda zaferi kazanan taraf olmak için sadece asker sayısının fazla, silah gücünün üstün veya askeri stratejinin daha iyi olmasının yetmeyebileceği anlatılıyor. Sonuçta savaş denen olay da insanlarla yapılıyor ve insanın olduğu yerde şans veya tersine aptallık diye bir şey de mutlaka var...
Truva'daki tahta atı şehrin içine alma aptallığını gösteren Truvalıların uğradığı felaketi bilmeyen yoktur herhalde ama 1788'de Osmanlı ordularının üzerine yürüyen Avusturya İmparatoru'nun ordusunun bir fıçı cin yüzünden gece vakti birbirini kırarak telef ettiğini ve bozguna uğrayarak çekildiğini biliyor musunuz? Ya da son Rus Çarının birbiriyle sille tokat kavga eden iki generali Birinci Dünya Savaşı sırasında Rus ordularının başında olmasaydı, tarihin akışı nasıl olurdu? Rusların Almanları yenmesi durumunda Rus Devrimi yine de olur muydu? Peki İkinci Dünya Savaşı sırasında Manş kıyısına sıkışan 330 bin kişilik İngiliz ordusu Hitler'in emriyle Alman panzerlerinin iki gün durması sonucunda kurtulmasaydı da teslim olmak zorunda kalsaydı, Avrupa'nın kaderi bundan nasıl etkilenirdi?
Keyifli, bilgilendirici ve tarih öznesinin insan olduğunu anlatan bir 'aykırı tarih' kitabı daha...
SAVAŞ SADECE TOPLA, TÜFEKLE KAZANILMAZ!
MÖ 1184'teki Truva Savaşı'ndan MS 1991'deki Körfez Savaşı'na kadar tarihin önemli on beş savaşının ele alındığı bu kitapta aptallık veya şans fakörünün tarihin akışını nasıl değiştirdiği anlatılıyor. Zaten aptallık ya da şans denilen şey nedir ki? Bir taraf için aptallık olan karşı taraf için şans değil midir? Ya da tam tersi...
Çok renkli anektodlarla ve öykülerle aktarılan bu savaşlarda zaferi kazanan taraf olmak için sadece asker sayısının fazla, silah gücünün üstün veya askeri stratejinin daha iyi olmasının yetmeyebileceği anlatılıyor. Sonuçta savaş denen olay da insanlarla yapılıyor ve insanın olduğu yerde şans veya tersine aptallık diye bir şey de mutlaka var...
Truva'daki tahta atı şehrin içine alma aptallığını gösteren Truvalıların uğradığı felaketi bilmeyen yoktur herhalde ama 1788'de Osmanlı ordularının üzerine yürüyen Avusturya İmparatoru'nun ordusunun bir fıçı cin yüzünden gece vakti birbirini kırarak telef ettiğini ve bozguna uğrayarak çekildiğini biliyor musunuz? Ya da son Rus Çarının birbiriyle sille tokat kavga eden iki generali Birinci Dünya Savaşı sırasında Rus ordularının başında olmasaydı, tarihin akışı nasıl olurdu? Rusların Almanları yenmesi durumunda Rus Devrimi yine de olur muydu? Peki İkinci Dünya Savaşı sırasında Manş kıyısına sıkışan 330 bin kişilik İngiliz ordusu Hitler'in emriyle Alman panzerlerinin iki gün durması sonucunda kurtulmasaydı da teslim olmak zorunda kalsaydı, Avrupa'nın kaderi bundan nasıl etkilenirdi?
Keyifli, bilgilendirici ve tarih öznesinin insan olduğunu anlatan bir 'aykırı tarih' kitabı daha...