Gündüz Vassaf'ın kalemiyle Annesi'nin Hikayesi. Öksüz bir Rumeli kızının Osmanlı İmparatorluğu'nun sınırlarında başlayan hayatı bize gündelik yaşantının unutulmuş pek çok ayrıntısını tanıtarak bilinmeyen evelere misafir ediyor.
Osmanlı İmparatorluğu'nun son yıllarında Makedonya'nın Usturumca kasabasında hayata merhaba diyen öksüz bir Rumeli kızının mütevazi ama renkli yaşamöyküsünü anlatıyor, Annem Belkıs. Çocukluk yıllarında yaklaşan katliam tehdidi ile yaşanan zorlu göç günleri; önce Selanik, oradan Yunan işgali altındaki Anadolu'ya geçiş: Akhisar'dan İzmir'e, İzmir'den işgal altındaki İstanbul'a uzanan hayata tutunma çabaları. Çapa Darülmuallimat'ta başlayan ve Robert Kolej'de süren öğrencilik yılları... İstanbul Datülfünun felsefe bölümünde yüksek öğrenimine devam ederken, hepsi bu ülkenin düşün ve edebiyat dünyasında önemli isimler olacak gençlerle arkadaşlıklar. Kimler yoktur ki aralarında: Pertev Naili Boratav, Nihal Atsız, Niyazi Berkes, Macit Gökberk, Sabahattin Ali...
Belkıs Halim'in bu dünyada sürecek 94 yıllık tanıklığının gençlik yıllarında acı, tatlı birçok anektod eşlik eder: Ekmeğin vesikayla satıldığı zor günler, Çamlıca Kız Mektebi'nde jambon devrimi, çapkın Kur'an'cılar, İstanbul semalarında atılan kızlı erkekli uçak turları ve eksikliğini hiçbir zaman hissettirmeyen gizli polis teşkilatı.
1950'lerde Demokrat Parti'nin önemli isimlerinden biri olacak Ethem Vassaf'la yapılan izdivaçtan birkaç yıl sonra başlayan ve İkinci Dünya Savaşı nedeniyle tam 10 yıl süren Amerika seyahati sırasında Chicago, Columbia derken Harvard Üniversite'nde noktalanan "ikinci" öğrencilik dönemi. Siyasetle dolu '50'li yıllar, 27 Mayıs darbesi ve tekrar Amerika...
Orhan Pamuk'un "düz yazımızın en özgür ruhlu kalemi" olarak tanımladığı Gündüz Vassaf, annesiyle yaptığı, onlarca kasete sığan konuşmlardan, aldığı yüzlerce nottan ve muhtelif kaynaklardan yaptığı araştırmalardan derleyerek kaleme aldığı Annem Belkıs'ta yalnız annesiyle paylaştığı bir hayatı değil, ülkesini, dünyayı, tanıdığı ve tanıştığı insanları ve yüzyıla yaklaşan bir tarihi dönemi de anlatıyor.
Gündüz Vassaf'ın kalemiyle Annesi'nin Hikayesi. Öksüz bir Rumeli kızının Osmanlı İmparatorluğu'nun sınırlarında başlayan hayatı bize gündelik yaşantının unutulmuş pek çok ayrıntısını tanıtarak bilinmeyen evelere misafir ediyor.
Osmanlı İmparatorluğu'nun son yıllarında Makedonya'nın Usturumca kasabasında hayata merhaba diyen öksüz bir Rumeli kızının mütevazi ama renkli yaşamöyküsünü anlatıyor, Annem Belkıs. Çocukluk yıllarında yaklaşan katliam tehdidi ile yaşanan zorlu göç günleri; önce Selanik, oradan Yunan işgali altındaki Anadolu'ya geçiş: Akhisar'dan İzmir'e, İzmir'den işgal altındaki İstanbul'a uzanan hayata tutunma çabaları. Çapa Darülmuallimat'ta başlayan ve Robert Kolej'de süren öğrencilik yılları... İstanbul Datülfünun felsefe bölümünde yüksek öğrenimine devam ederken, hepsi bu ülkenin düşün ve edebiyat dünyasında önemli isimler olacak gençlerle arkadaşlıklar. Kimler yoktur ki aralarında: Pertev Naili Boratav, Nihal Atsız, Niyazi Berkes, Macit Gökberk, Sabahattin Ali...
Belkıs Halim'in bu dünyada sürecek 94 yıllık tanıklığının gençlik yıllarında acı, tatlı birçok anektod eşlik eder: Ekmeğin vesikayla satıldığı zor günler, Çamlıca Kız Mektebi'nde jambon devrimi, çapkın Kur'an'cılar, İstanbul semalarında atılan kızlı erkekli uçak turları ve eksikliğini hiçbir zaman hissettirmeyen gizli polis teşkilatı.
1950'lerde Demokrat Parti'nin önemli isimlerinden biri olacak Ethem Vassaf'la yapılan izdivaçtan birkaç yıl sonra başlayan ve İkinci Dünya Savaşı nedeniyle tam 10 yıl süren Amerika seyahati sırasında Chicago, Columbia derken Harvard Üniversite'nde noktalanan "ikinci" öğrencilik dönemi. Siyasetle dolu '50'li yıllar, 27 Mayıs darbesi ve tekrar Amerika...
Orhan Pamuk'un "düz yazımızın en özgür ruhlu kalemi" olarak tanımladığı Gündüz Vassaf, annesiyle yaptığı, onlarca kasete sığan konuşmlardan, aldığı yüzlerce nottan ve muhtelif kaynaklardan yaptığı araştırmalardan derleyerek kaleme aldığı Annem Belkıs'ta yalnız annesiyle paylaştığı bir hayatı değil, ülkesini, dünyayı, tanıdığı ve tanıştığı insanları ve yüzyıla yaklaşan bir tarihi dönemi de anlatıyor.