Aşk ve ihanet dolu bir dünya edebiyatı klasiği okumak ister miydiniz? Lev Nikolayeviç Tolstoy, sizi en çok beğenilen eserlerinden biri olan Anna Karenina'yla aşkın doruklarına çıkarırken 1800'lü yılların Rusya'sına da götürerek toplumsal yapıyı ve kadınların toplum içindeki yerini gözler önüne seren bir esere imza atıyor. Kusursuz dili ve bakış açısıyla sizi etkisi altına alacak bu hikâyeye hazırsanız gelin, kısaca konusundan bahsedelim.
"Anna Karenina" adlı kitabı neden okumalısınız?
Pek çok kahramanın hayatının anlatıldığı kitap aynı zamanda 19. yüzyıl Rusya'sının toplumsal değişimine de değinerek; aşk, ihanet ve tutku çemberinde ilerliyor. Anna ve Aleksey'in tutkusunu kaybetmiş evliliği, Anna'nın karşısına çıkan genç delikanlı Vronskiy'le tanışmasıyla tamamen değişiyor. İlk andan itibaren hissettiği heyecan ve tutkunun etkisinde kalan Anna, zor bir seçim yapmak zorunda kalıyor. Bir yanda herkes tarafından sevilen ve sayılan, iş yaşamında başarılı, erdemli eş Aleksey diğer yanda genç, yakışıklı ama ahlak konusunda yetersiz olan asker Vronskiy. Anna'nın yüksek Rus sosyetesine mensup kibar, saygıdeğer ve güzel bir kadın olması, eşi Aleksey'in sözü dinlenen saygın bir devlet çalışanı olması da çevreleri tarafından gözler önünde olmalarına neden oluyor. Vronskiy'nin evlenmeye karar vermişken Anna'yla karşılaşması ve ardından filizlenen aşk, pek çok kahramanın hayatını geri dönülemez şekilde değiştiriyor. İkilinin yaşadığı aşk, bir başka karakter olan Levin'in de yaşamını etkiliyor ve kitabın ilerleyen bölümlerinde yazar, Levin'in hikâyesini anlatarak sizlere bambaşka bir karakter sunuyor. Psikolojik çözümlemelerin yapıldığı, Rusya’da kadınların durumu, eğitim reformu gibi konulara değinen ve güncelliğini daima koruyacak olan 1035 sayfalık bu başyapıtı mutlaka okumalısınız.
Bunları biliyor muydunuz?
Anna Karenina'nın 125 farklı yazar tarafından oluşturulan listede günümüze kadar yazılmış en iyi roman olarak görüldüğünü biliyor muydunuz? Gerçekçi edebiyatın temsilcilerinden olan Tolstoy, zengin bir ailenin çocuğu olarak Rusya'da dünyaya gelir. Çocukluğundan beri gerçeklik kavramına ilgi duyan yazar, yoksul köylülerin arasına katılarak ilk eseri Çocukluk'u kaleme alır. Kafkasya, Fransa, İsviçre ve Almaya'ya yaptığı seyahatlerin ardından kendi köyü olan Yasnaya Polyana'ya yerleşerek burada bir okul kurar. Lüksten ve unvanlardan hoşlanmayan Tolstoy, sık sık moral çöküntüleri yaşar fakat bu durumu onun yazmasına engel olamaz. Roman, öykü, eğitim, din, masal, sosyal ve siyasal denemeler gibi pek çok türde eserler verir. Ergin Altay'ın çevirisini yaptığı eser, 2015 yılında İletişim Yayıncılık tarafından yayımlanır.
Bu kitabı sevenler için diğer önerilerimiz
Anna Karenina'yı okuduktan sonra dilerseniz İtiraflarım ve İnsan Neyle Yaşar'a da göz atabilirsiniz.
Aşk ve ihanet dolu bir dünya edebiyatı klasiği okumak ister miydiniz? Lev Nikolayeviç Tolstoy, sizi en çok beğenilen eserlerinden biri olan Anna Karenina'yla aşkın doruklarına çıkarırken 1800'lü yılların Rusya'sına da götürerek toplumsal yapıyı ve kadınların toplum içindeki yerini gözler önüne seren bir esere imza atıyor. Kusursuz dili ve bakış açısıyla sizi etkisi altına alacak bu hikâyeye hazırsanız gelin, kısaca konusundan bahsedelim.
"Anna Karenina" adlı kitabı neden okumalısınız?
Pek çok kahramanın hayatının anlatıldığı kitap aynı zamanda 19. yüzyıl Rusya'sının toplumsal değişimine de değinerek; aşk, ihanet ve tutku çemberinde ilerliyor. Anna ve Aleksey'in tutkusunu kaybetmiş evliliği, Anna'nın karşısına çıkan genç delikanlı Vronskiy'le tanışmasıyla tamamen değişiyor. İlk andan itibaren hissettiği heyecan ve tutkunun etkisinde kalan Anna, zor bir seçim yapmak zorunda kalıyor. Bir yanda herkes tarafından sevilen ve sayılan, iş yaşamında başarılı, erdemli eş Aleksey diğer yanda genç, yakışıklı ama ahlak konusunda yetersiz olan asker Vronskiy. Anna'nın yüksek Rus sosyetesine mensup kibar, saygıdeğer ve güzel bir kadın olması, eşi Aleksey'in sözü dinlenen saygın bir devlet çalışanı olması da çevreleri tarafından gözler önünde olmalarına neden oluyor. Vronskiy'nin evlenmeye karar vermişken Anna'yla karşılaşması ve ardından filizlenen aşk, pek çok kahramanın hayatını geri dönülemez şekilde değiştiriyor. İkilinin yaşadığı aşk, bir başka karakter olan Levin'in de yaşamını etkiliyor ve kitabın ilerleyen bölümlerinde yazar, Levin'in hikâyesini anlatarak sizlere bambaşka bir karakter sunuyor. Psikolojik çözümlemelerin yapıldığı, Rusya’da kadınların durumu, eğitim reformu gibi konulara değinen ve güncelliğini daima koruyacak olan 1035 sayfalık bu başyapıtı mutlaka okumalısınız.
Bunları biliyor muydunuz?
Anna Karenina'nın 125 farklı yazar tarafından oluşturulan listede günümüze kadar yazılmış en iyi roman olarak görüldüğünü biliyor muydunuz? Gerçekçi edebiyatın temsilcilerinden olan Tolstoy, zengin bir ailenin çocuğu olarak Rusya'da dünyaya gelir. Çocukluğundan beri gerçeklik kavramına ilgi duyan yazar, yoksul köylülerin arasına katılarak ilk eseri Çocukluk'u kaleme alır. Kafkasya, Fransa, İsviçre ve Almaya'ya yaptığı seyahatlerin ardından kendi köyü olan Yasnaya Polyana'ya yerleşerek burada bir okul kurar. Lüksten ve unvanlardan hoşlanmayan Tolstoy, sık sık moral çöküntüleri yaşar fakat bu durumu onun yazmasına engel olamaz. Roman, öykü, eğitim, din, masal, sosyal ve siyasal denemeler gibi pek çok türde eserler verir. Ergin Altay'ın çevirisini yaptığı eser, 2015 yılında İletişim Yayıncılık tarafından yayımlanır.
Bu kitabı sevenler için diğer önerilerimiz
Anna Karenina'yı okuduktan sonra dilerseniz İtiraflarım ve İnsan Neyle Yaşar'a da göz atabilirsiniz.