Rus ve dünya edebiyatının klasik yapıtları arasında özel bir yere sahiptir Ana. Rusya’yla birlikte dünyayı da sarsan devrimlerin “ruhu”nu, en içten ve çarpıcı biçimde veren romanların başındadır. Bir çırpıda okunan akıcı romanında, 20. yüzyıl başındaki tarihsel ve toplumsal dönüşümleri, devrimleri ve sınıf çatışmalarını “içeriden” anlatırken, unutulmaz kahramanlar inşa etmiştir Maksim Gorki.
Pavel ve Ana (Pelageya), romanın yazıldığı günlerden bugüne dünya edebiyatının canlı birer kahramanı olarak hep aramızdadır. İşçisi, köylüsü, öğrencisiyle mücadeleye katılan farklı kahramanlar, hayatlarını feda edenler, bir kenardan izleyenler, ispiyoncular, işbirlikçiler, bürokratlar… onlarca yan karakter de Ana’nın sayfaları arasında, o dönemin etkileyici ve gerçekçi bir panoramasını sunar.
1906 yılında kaleme aldığı Ana’yı 1905 Rus Devrimi’ne adamıştır Gorki. Romandaki kahramanlar, eylemleri ve cesaretleriyle 1917 Sovyet Devrimi’nin de habercisidir.
Türkçeye de hızla çevrilerek 1909 yılında Tanin gazetesinde tefrika edilip yayınlanan roman, Hasan Âli Ediz’in sözleriyle “İstibdat düzenlerine karşı savaşın bir simgesi” olması yönüyle, ülkemizde de beğenilmiş ve benimsenmiştir.
Ana, dönemin zorlu çalışma koşulları, çatışmalı 1 Mayıs kutlamaları, fabrikaların insanı yutan çarkları, kenar mahallelerin çamurları, köylülerin saf inançları ve kurnazlıkları arasından yükselen mücadele ile umudun romanıdır ve bugün de “istibdat düzenlerine karşı savaşanlar” için güncelliğini korumaktadır…
Rus ve dünya edebiyatının klasik yapıtları arasında özel bir yere sahiptir Ana. Rusya’yla birlikte dünyayı da sarsan devrimlerin “ruhu”nu, en içten ve çarpıcı biçimde veren romanların başındadır. Bir çırpıda okunan akıcı romanında, 20. yüzyıl başındaki tarihsel ve toplumsal dönüşümleri, devrimleri ve sınıf çatışmalarını “içeriden” anlatırken, unutulmaz kahramanlar inşa etmiştir Maksim Gorki.
Pavel ve Ana (Pelageya), romanın yazıldığı günlerden bugüne dünya edebiyatının canlı birer kahramanı olarak hep aramızdadır. İşçisi, köylüsü, öğrencisiyle mücadeleye katılan farklı kahramanlar, hayatlarını feda edenler, bir kenardan izleyenler, ispiyoncular, işbirlikçiler, bürokratlar… onlarca yan karakter de Ana’nın sayfaları arasında, o dönemin etkileyici ve gerçekçi bir panoramasını sunar.
1906 yılında kaleme aldığı Ana’yı 1905 Rus Devrimi’ne adamıştır Gorki. Romandaki kahramanlar, eylemleri ve cesaretleriyle 1917 Sovyet Devrimi’nin de habercisidir.
Türkçeye de hızla çevrilerek 1909 yılında Tanin gazetesinde tefrika edilip yayınlanan roman, Hasan Âli Ediz’in sözleriyle “İstibdat düzenlerine karşı savaşın bir simgesi” olması yönüyle, ülkemizde de beğenilmiş ve benimsenmiştir.
Ana, dönemin zorlu çalışma koşulları, çatışmalı 1 Mayıs kutlamaları, fabrikaların insanı yutan çarkları, kenar mahallelerin çamurları, köylülerin saf inançları ve kurnazlıkları arasından yükselen mücadele ile umudun romanıdır ve bugün de “istibdat düzenlerine karşı savaşanlar” için güncelliğini korumaktadır…