Semizotu salatasının içine düşen sinek, seninkilerin bildiği Şermin,
soğuk ama girince alışılan deniz, her yerde kesilince çabuk gelen
elektrik, TOKİ'den evler, son otobüsler, migreni tutanlar, zona
olanlar… Köprüsü görünmeyen trafik, nar ekşisi, dut kurusu… Falan
filan ve filankes işte.
Pınar Öğünç, hayatın mânâsızlığı içine mutluluk sahneleri koyma
gayretlerini... Nefes alır gibi işlenen küçük kötülükleri, istemeden
yapılan küçük iyilikleri... Yalnızlığın, tesellinin, tahammülün ve mırıl
mırıl söylenen yalanların vesilelerini... Teferruatları, boşlukları, saçma
hararetleri, gergin ve gevşek karşılaşmaları, tuhaflıkların derinliğini,
kısacık manzaraları anlatıyor. Yan yana ve apayrı.
Aksi Gibi, beyhudenin, eksikliğin, çelişkilerin, sıkıntı yok diyebilmenin
hikâyeleri… Türkçe edebiyata yeni bir parantez… “Bir derdimiz mi
vardı?”
Semizotu salatasının içine düşen sinek, seninkilerin bildiği Şermin,
soğuk ama girince alışılan deniz, her yerde kesilince çabuk gelen
elektrik, TOKİ'den evler, son otobüsler, migreni tutanlar, zona
olanlar… Köprüsü görünmeyen trafik, nar ekşisi, dut kurusu… Falan
filan ve filankes işte.
Pınar Öğünç, hayatın mânâsızlığı içine mutluluk sahneleri koyma
gayretlerini... Nefes alır gibi işlenen küçük kötülükleri, istemeden
yapılan küçük iyilikleri... Yalnızlığın, tesellinin, tahammülün ve mırıl
mırıl söylenen yalanların vesilelerini... Teferruatları, boşlukları, saçma
hararetleri, gergin ve gevşek karşılaşmaları, tuhaflıkların derinliğini,
kısacık manzaraları anlatıyor. Yan yana ve apayrı.
Aksi Gibi, beyhudenin, eksikliğin, çelişkilerin, sıkıntı yok diyebilmenin
hikâyeleri… Türkçe edebiyata yeni bir parantez… “Bir derdimiz mi
vardı?”